F-84G ve uçuş montu
Geçtiğimiz günlerde hayata veda eden ve ‘Jetçi’ lakabı ile tanınan Emekli Hava Pilot Kd. Binbaşı, Kıbrıs Gazisi, Emekli Kaptan Pilot Raşit Şen Köksal’ın bir anısını da uzun yıllar THY’de görev yapmış, Ömer Lütfi Çamsoy kaleme aldı… İşte Raşit Şen Köksal’ın anlattığı havada çarpışan F-84G’ler ve uçuş montu anısı…
Ömer Lütfi ÇAMSOY
Genelde Hava Kuvvetlerindeki Pilotlar eğitim esnasında başlarından geçen bu müessif hadiseleri her yerde pek uluorta konuşmazlar. Ancak konu açılınca dostlarla yarenlik adına anlatırlardı.
İşte böyle bir zamanda rahmetli Kaptan Pilot Erol Tuncel, rahmetli Kaptan Pilot Turan ORAL, Nur içinde yatası Jetçi Raşit ağabey ile ara sıra boş bulduğumuz zamanlarda bir araya gelir 4’lü yemek yer yarenlik ederdik.
Konu, Diyarbakır 8.Ana Jet üssünde takriben 1965 yılı üste görev yapıyorduk… Her sabah evimizden filoya gelir, günlük sabah mutat işlerden sonra eğitime çıkacaklar yer veya uçuş eğitim görevlerine devam ederlerdi. Sınıf arkadaşım Muzaffer (Yanlış hatırlamıyorsam özür dilerim) benim Amerika’da ki eğitimde atışlarda başarılı olduğum için bana özel uçuş montu vermişler ve ben bu montu filo da giyer caka satardım. Bizim Muzaffer de her defasında bana; “Ulan Jetçi bu montu bana ver” diye sataşırdı. Bende vermezdim.
Bir gün ısrarına dayanamadım bir günlüğüne montumu verdim. Alelacele montumu giymiş ve aynada kendine uzun uzun bakmış ve yahu ne de yakışıyor bu aslana demiş. Filoda özel dolabımda asılı duran montumun başına bir şey gelmesin diye özel itina gösterirdim. Israrlarında o kadar ileri giderek “Ulan Jetçi günün birinde sen çakılacaksın montun bana miras kalacak bende filoda keyifle giyeceğim” demişti…
Günler böyle geçerken Teğmen Pilot Raşit Şen KÖKSAL, Öğretmen Kıdemli Üsteğmen Pilot Macit ÇOŞKUN ile Uçuş eğitim için daha müsait olan Adana İncirlik üssüne intikal etmişler. Uçuş için Torosları tepesinde Teğmen Raşit, Öğretmen Kıdemli Üsteğmen Pilot Macit ÇOŞKUN un uçağının kuyruğunun kaza sonucunda koparması ile her ikisi de paraşütle atlamış fakat Raşit’in paraşütü rüzgar ile ormanlık alandaki çam ağaçların üzerine düşmüş, bu düşüş de çam ağacının sivri dalı Jetçinin yanağından içeri girmiş ve ağzı burnu kan içinde kalmış olarak uçuş kombinezasyonu ile Diyarbakır daki askeri hastaneye götürülmüş.
Bu sırada Diyarbakır Filoda, Raşit Şen KÖKSAL ve Macit ÇOŞKUN un Toroslarda radardan kaybolduğunu üsse bildirilmiş. Bunu duyan Muzaffer, Jetçinin dolabını açarak çok istediği montu alıp giyerek Filo daki arkadaşlarına Jetçi Toroslarda çakıldı bana da Jetçinin montu miras kaldı diye gezinmeye başlamış.
Fakat daha sonra filoya her ikimizin de atlayarak kurtulduğunu, sadece Raşit in yaralanmadan ötürü hastaneye getirildiği anons edilince filoda sevinç yaşanmaya başlamış ve herkes hastaneye koşmuşlar, hastaneye koşanların başında Raşit’in montu üzerinde gelen Muzafferde varmış. Ziyaret edilirken, Raşit bir bakıyor ki montu Muzafferin sırtında.
Hasta yatağındaki Jetçi’nin “Çıkar ulan benim montumu” diye doğrulurken, Muzaffer de “Ne bileyim oğlum sen çakılınca bana da senin montun miras kaldı diye aldım giydim” der. Tabi sarmaş dolaş ağlamaklı birbirlerine sarılarak ağlaşıyorlar.
Hastaneden çıktıktan sonra Filodaki görevlerine devam ederlerken bu sefer Muzaffer eğitim uçuşu için Adana İncirlik deki eğitime gider ve aynı yerde yani Torosların tepesinde Muzaffer çakılır. Jetçi bunu ağlayarak anlatırken masada hepimiz hüzünlenmiş olduk. Bu hadiseden sonra Jetçi bu meşum montu bir daha giymemiş… Nur içinde yatın, Erol TUNCEL, Turan ORAL ve Jetçi Raşit Şen KÖKSAL