Genel Havacılık

33 yıl önce Kızıl Meydan’a Cessna 172 ile inmek

Şeref SEZGİN

33 yıl önce, 28 Mayıs 1987 ‘de Batı Alman amatör pilot Mathias Rust, bu uçuşu gerçekleştirdiğinde 18 yaşında idi. PPL pilot lisansını almış fakat 50 saat uçuş deneyimine sahipti.

Korunaklı hava sahalarından radarlara yakalanmadan 750 kilometrelik mesafeyi katederek Cessna 172 uçağı ile Moskova’nın göbeğindeki Kızıl Meydan’a indi. Bunun üzerine savunma bakanı görevden alınıp sürgüne yollanmıştı. Moskova’nın merkezine yapılan bu yasa dışı uçuş Sovyetler Birliğinin dağılmasının ilk başlangıcıdır. 

O dönemde SSCB Devlet Başkanı; Mihail Sergeyeviç Gorbaçov’dur. (1985-1991)

Gorbaçov’un perestroika (yeniden yapılanma) ve glasnost (açıklık) adını verdiği reform çalışmaları Soğuk Savaş’ı bitirmişti. Ancak bu reformlar Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin ülkede politik üstünlüğünü kaybetmesine ve sonrasında da Sovyetler Birliği’nin dağılmasına neden oldu. Gorbaçov,1990’da Nobel Barış Ödülünü kazanmıştı.

Bunu dünya barışına destek olabilme olarak değerlendiren, Sovyetler Birliği’nde mahkemeye çıkarılan M.Rust, çalışma kampında 4 yıla mahkûm edilmiş ancak Moskova’nın Lefortovo Hapishanesi’nde 437 gün yatmıştır. İki ay sonra Ronald Reagan ve Gorbaçov, Avrupa’da orta menzilli nükleer silahların ortadan kaldırılması için bir antlaşma imzalamayı kabul ettiler. Sovyetler birliği batı’ya iyi niyet jesti olarak Mathias Rust’ı serbest bırakmıştır.

Uçuş başlangıçta Hamburg yakınlarındaki Uetersen havaalanından başladı. Rotası ise iki hafta ve 750 km. sürerek, Faroe Adaları, İzlanda, Norveç ve Finlandiya ‘ nın başkenti Helsinki olarak planlanmıştı. Fakat son gün çektiği planın aksi yönde çok alçak irtifadan Sovyetler Birliği’nin kalbi sayılabilecek Moskova-Kızıl meydan’a uçağını indirdi. Tutuklandı ve mahkemeye çıkarıldı. Rust ifadesinde “Dünya üzerinde yaşayan herkesin bazı sorumlulukları olduğunu düşündüm ve yapacak bir şeyler düşündüm.” demişti.

M.Rust ‘ un Moskova ‘ ya girilemez hava savunma sistemine rağmen yakalanmadan Moskova ‘ ya uçmuştu. Sovyet ordusu üzerinde muazzam bir etki yarattı, savunma bakanı görevden alınıp sürgüne yollandı, çok sayıda üst düzey hava üstlerinde çalışanlar görevden alınıp sorgulandı. İşin en enteresan tarafı o uçuş boyunca bir çok radar enteresan bir şekilde emir doğrultusunda kapatılmıştı. Yıllar sonra bile bir çok olay netlik kazanamamıştır.

Mathias Rust’ın 2012 yılında The Guardian’a verdiği röportaj ;

SSCB dönemin en sıkı hava savunma sistemine sahip ülkesi konumundaydı. Sistem bir kaç yıl öncesinde Güney Kore’ye ait bir yolcu uçağını vurarak 289 yolcunun hayatını kaybetmesine sebep olmuştu.

Sovyet hapishanesinde 14 ay sonra Rust affedildi ve Batı Almanya ‘ ya geri döndü. Bugün  Rust’ın uçağı Cessna 172P( D-ECJB) Berlin’ deki Deutsches Technikmüzesinde (Alman Teknoloji Müzesi) korunuyor.

Bu yaşanan olayda tüm ülkelerin parmağı olduğu, Sovyet bürokratlarınında işin içinde olduğu yıllar sonra ortaya çıkmıştı. Aslında uçuş sonrası konuşulan cesaretli bir pilotun maceracılığından ziyade Sovyetlerin itibar kaybı idi ve başarılı olunmuştu.

Yoksa 18 yaşındaki bir gencin hiç yardım almadan ,Gps olmadan, vfr harita üzerinden bu yolu tamamlaması imkansızdı. Yıllar sonra gerçekler hala tartışılıyor. Berlin’de bu yasa dışı uçuşta kullanılan uçağın başarı abidesi gibi müzede sergilenmesi de çok manidardır.

Bu benim şahsi görüşümdür. O uçağı müzede ziyaretimde şaşkınlığımı gizleyememiştim. Berlin’deki müzede maceraperest delikanlı diye anlatılan saçma bir hikaye bulunmakta. Bu konu ile ilgili çok farklı senaryolara bir çok kaynaktan ulaşabilirsiniz.

Mathias Rust’ı incelerseniz havacılık ile hiç ilgisi olmayan bir kişidir.

Mathias rust, a west german teenager who landed a cessna sports plane in red square on may 28, 1987, on trial for invading soviet air space. (Photo by: Sovfoto/UIG via Getty Images)

Kısaca yaşam hikayesi:

3 Ağustos 1988’de Almanya’ya geri dönen Rust, medyanın büyük ilgisini çekti ama gazetecilere hiç bir açıklama yapmadı. Çünkü başından sonuna kadar gizemli bir uçuştu ve açıklayamıyordu. Ailesi Alman dergisi Stern’e hikâyesinin özel haklarını 100.000 marka sattı.

Rust, Sovyet hapishanesinde kendisine iyi muamele edildiğini bildirdi. Gazeteciler onu “tehlikeli bir şekilde psikolojik istikrarsız ve ruh hâlinde” olduğunu nitelendirdiler.

1989 yılında bir Batı Alman hastanesinde yaptığı zorunlu toplum hizmetinde, onu reddeden bir kadın meslektaşını bıçakladı. Kurbanı zorlukla kurtuldu. Cezaevinde iki buçuk yıl hapis cezasına çarptırılarak cinayete teşebbüs suçundan hüküm giydi, ancak 15 ay sonra serbest bırakıldı. Mahkemeden serbest bırakıldıktan sonra, Hintli bir çay tüccarının kızıyla arkadaş oldu ve 1996 yılında Hinduizm dinine geçti.

2001 yılında, bir kaşmir kazağı çalmaktan 10.000 Alman markı para cezası ödemeye mahkûm edildi ama bu da daha sonra 600 marka düşürüldü. Ayıca yıllar içinde dolandırıcılık suçundan ve çalıntı mallar yüzünden 1.500 € ödemek zorunda kaldı.

2009 yılında, kendisinin, profesyonel pokerci olarak geçimini sağladığını bildirmiştir. Poker’den 750.000 € kazandığını belirtmiş ve bankada mucize bir parası olmuştur. Mathias Rust en son bildiğimiz 2012 yılından beri Zürih merkezli yatırım bankasında analist olarak çalıştığını biliyoruz.

Bu kişi bir havacılık aşığı, ideallerinin arkasında giden bir insan değil bence bir kukla idi. Rust’un kullandığı uçak, bir Japon kulübü tarafından satın alınarak özel bir parkta açık alanda teşhir edilmekteydi.

2009 yılında Berlin’de Alman Teknik Müzesi’nce satın alınıp geri getirilerek restore edilip müzede sergilenmeye başlandı.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu