Uçuş Emniyeti

Helikopter pilotları…

HELİKOPTER PİLOTLARI
Ali Seymen

Bazı meslekler vardır tam olarak bilinmezler. Hani derler ya “yaşayan bilir.” İşte tam da onun gibi. Helikopter pilotluğu da bunlardan biridir. Bir uçuş görevinin zorlukları ancak yaşadıkça anlaşılır. Daha önceleri 12 yıl aralıklarla gittiğim tüm doğu ve güneydoğu dağları, 5 yıl görev yaptığım hava ambulans operasyonu süresince, zor şartlarda, gitmekle gitmemek arasında sıkışmışlığı, komuta heyeti tarafından her ne kadar gitmek için zorlanmasada, o anki psikolojik ortamı, kurtarılacak bir hasta veya yaralının alınması için içindeki vicdan terazisinin hep gitmekten yana tarttığını yaşadım.

AŞAĞIDAN UÇMA EĞİLİMİ

Helikopter pilotluğu uçak pilotluğundan farklıdır. Genelde aşağıdan uçmak eğilimindedir helikopter pilotları. Özellikle bulutlu havalarda bulutların üstünde veya içinde değil, bulutların altından yeri ve suyu görerek uçmak isterler. Aşağıdan uçmanın da riskleri vardır. Yüksek gerilim hatları, görünmeyen antenler, sis, pus, yağış, kuşlar ve dronlar.

UÇUŞ HAZIRLIĞI

Yola çıkma gerekliliği gelmişse, mevsim de kış ise pilotlar başlarlar tırmalamaya. Sağlıklı bir değerlendirme yapabilmek için 1 değil, 2 değil, 5-10 meteoroloji sitesini analiz ederler. Yine de rota boyunca sağlıklı bir meteoroloji bilgisi alamazlar. Yol boyu hava durumunu almak için rotadaki jandarma karakollarına veya karayolları bakım istasyonlarına telefon ederler.“Sis var mı? yağış var mı? Rüzgar var mı?” gören bir gözden yardım isterler. Uçuş görevi ve isteği varsa, havada limoni ise, meteoroloji manyağı olurlar, gece uyku girmez gözlere.

AĞIR KIŞ ŞARTLARI

Genelde yaz aylarında pek sorun çıkmasa da ülkemizin iklim şartları kışın sert geçer. Yükselen dağlar, alçalan vadiler, nehirler, yaylalar, birbirine girer Anadolu coğrafyasında. Kışın sis, yazın pus eksik olmaz. Kuzey Ege, Marmara, Karadeniz’de fırtına, Akdeniz boyunca orajlar, doğuda kar kış kıyamet, bahar aylarında sağında, solunda şimşekler çakar. Bazen de gökkuşağı bir yay gibi karşındadır. Küçük küçük hortumlardan uzak geçerler ne olur ne olmaz diye.
Tipiden, sisten kurtuluş yoktur bu coğrafyada. Her pilot yaşar o zor anları. Bir yerde yakalanır sise, tipiye. Böylece hem korkuyu tanır, hem de özgüven kazanır dağ pilotu.

Hiçbir şekilde uçuşa zorlanmasalarda,
Hastaneye yetiştirilecek hastalar, mehmetçikler vardır. Dağda cephanesi bitmiş, erzağı bitmiş askerler, terhisi gelmiş askerler, izine gidecek askerler yolunu gözler. Komuta heyeti de koordinasyon için havalanır zaman zaman.

DOĞA SEYREDER SENİ

Helikopter pilotlarının bir noktada mücadele ettiği kendisidir. Doğa seyreder seni, rüzgâr seyreder, havanın yoğunluğu, türbülanslar, sisler, alçak bulutlar, yamaçlar, zirveler, karlar, kayalar, yüksek gerilim hatları, ağaçlar seyreder. Bakalım nasıl geçecek buradan, nasıl inecek buraya derler. Dağ pilotu, bütün bunların farkındaysa sorun çıkmaz. Her zor inişten, her zor uçuştan sonra içinden bir oh çeker. Hazırlanmamış yere inmek, emercensi iniş gibidir dağlarda. Uzaktan düz gibi gördüğün yer yaklaşınca eğimli bir arazidir, göz yanılmıştır. Bazen de basiret bağlanır önündeki yüksek gerilim teli görünmez olur güneş karşıdan geliyorsa; Tellere takılmaktan son anda kurtarırsın helikopteri. Bazılarımız şanslı değildir o kadar. Çok gezdim dağlarda. Yurdumun bütün dağları ile tanıştım hemen hemen. Ağrı, Tendürek, Toroslar, Munzur, Cudi, Sümbül Dağları daha irili ufaklı onlarcası. Son olarak da Kaçkarlar. Kiminin üzerine indim, kiminin yanından geçtim. Kiminin soğuk sularından içtim. Hele bir de kar yağdığında beyaz gelinlik içinde çok uzaklardan görünürler ben buradayım işte derler.

SEYİRCİSİ OLMAYAN SPOR

Bir bakıma spordur uçmak. Fakat seyircisi olmayan. Zirvelere inerken kimse alkışlamaz seni. Zor bir inişi gerçekleştirdikten sonra sen yaşarsın mutluluğunu, her iniş seni biraz daha ileri taşır. Her gün biraz daha iyi olduğunu hissedersin. Hatta öyle kaptırırsın ki kendini, ben buraya nasıl indim der şaşırırsın.

ZOR UÇUŞLAR

Zor inişler, zor uçuşlar kalecinin penaltı anındaki endişesini andırır. Rüzgâr belirsiz, sis, bulut düşman ateşi belirsiz, yüksek gerilim hatları belirsiz, iniş yerinin uygunluğu belirsiz, güç sorunu yaşayıp yaşamayacağın belirsiz.

Zordur o karar anları. Gitmekle gitmemek arasında arafta yaşamak. Bir yerden bir yere seyrüsefer gerekliliği, ekip değişimi, bir yanda havanın kötü hali, bir yanda şehitler, yaralılar. Denemek hiç gitmemekten iyidir der çıkarsın, sonra geri dönülmez akşamın ufkunda ya döneceksindir huzur ve mutlulukla, ya da ebediyete intikal edeceksin ardına bakmadan.

Bakmayın bu yazdıklarıma. Dünyanın en zevkli mesleğidir. Seyrüseferi muhteşemdir. İnanılmaz manzaralar sunar rota boyunca. Vatana ve millete hizmetin en ulvi, en yüce mesleğidir aynı zamanda. Havaya çıkan tüm hava araçları aynı riske sahiptir. Tüm pilotlar da koşarak giderler uçuşa. Hiçbir pilotun güven sorunu yoktur bu koca kuşa.

Tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine sabırlar dilerim. Tüm Türkiye’mizin başı sağolsun.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu