Savunma

Akar: F-35’te müşteri değil ortağız

Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, Washington merkezli düşünce kuruluşu “Turkish Heritage Organization”ın  internet üzerinden düzenlediği, “Türkiye’nin Millî Savunma Stratejisi ve Bölgedeki Son Gelişmeler” başlıklı panele katıldı.

Bakan Akar, “Türkiye ve ABD’nin daha pozitif bir yolda ilerleyeceğine ilişkin güvenimiz tamdır. ABD Kongresi’nin, bir müttefiğine yönelik yaptırım tehditlerine başvurma politikası yerine, ortaklığımızı güçlendirmeye yönelik hareket etmesini umuyoruz.

F-35’TE MÜŞTERİ DEĞİL ORTAĞIZ

F-35 programında Türkiye’nin bir müşteri değil, bir ortak olduğunun altını çizmek isterim. F-35 programının güvenliği, Türkiye için de önemlidir. S-400/F-35 uyumu hususunda ABD tarafındaki bütün kaygıların giderilmesine teknik açıdan hazır durumdayız” dedi.

“3 BİN DAEŞ TERÖRİSTİNİ TEK BAŞIMIZA ETKİSİZ HALE GETİRDİK”

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, 2016 yılında Fırat Kalkanı Harekâtı’na dikkat çekerek “3 binden fazla radikal DEAŞ teröristini etkisiz hale getirdik. DEAŞ’a yönelik düzenlediğimiz bu harekâtı, müttefiğimiz ABD ile beraber gerçekleştirmek istemiştik. Ancak ne yazık ki bu durum gerçekleşmedi.

Sözde DEAŞ ile mücadele için PKK/YPG’ye verilen silah, mühimmat, teçhizat, bizim kuvvetlerimize karşı kullanılmaktadır. PKK/YPG terör örgütünü silahlandırmanın ve destek vermenin tehlikeli sonuçlarına yönelik olarak dostlarımızı uzun zamandır uyarmaktayız.Türkiye, Ermenistan’ın saldırgan tutumunu şiddetle kınamaktadır. 

TEK TÜRKİYE CEVAP VERDİ

Libya konusuna da değinen Bakan Bakar, “Libya’da Ulusal Mutabakat Hükümeti, destek bulma amacıyla ABD, Birleşik Krallık, İtalya, Cezayir ve Türkiye olmak üzere 5 ülkenin yanı sıra NATO’ya da mektup göndermiştir. Cumhurbaşkanımız Sn. Erdoğan, bu çağrıya pozitif biçimde cevap veren tek lider olmuştur. Türkiye ve ABD’nin geçmişte birçok kez yaptığı gibi daha olumlu bir yola gireceğine inancımız tamdır” dedi. 

KALICI BARIŞ

ABD ve uluslararası kamuoyu, Ermenistan’ın buna benzer saldırılar gerçekleştirmekten kaçınmasını ve bu sorunun çözümü için yapıcı bir yaklaşım benimsemesini teşvik etmelidir.””Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de hidrokarbona ilişkin faaliyetleri, tamamen yasal haklara ve uluslararası kanunlara dayanmaktadır. Doğu Akdeniz’de gerçekleşip, içinde Türkiye’yi barındırmayan enerji projeleri, başarısız olmaya mahkumdur.”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu