Sportif Havacılık

Sportif havacıların gözü vergilerde

Geçtiğimiz günlerde paylaştığımız ağırlığı 750 kg’dan 2 bin kilograma kadar olan hava araçları ile ilgili yeni sınıflandırma bu işe gönül vermiş havacılar tarafından büyük sevinçle karşılandı. Sırada değeri 50 bin dolar olan tek motorlu uçaktan alınan ve 42 bin 500 TL gibi yıllık yüksek rakamlardaki Motorlu Taşıt Vergi oranlarının düşürülmesi.

Bu haberi okuyucularımızla paylaştıktan sonra iki güzel mesaj aldık. Birincisi Samsun’dan benim de yıllarca yaptıklarına bire bir tanık olduğum Uçak Mühendisi, Pilot, bir dönem uçuş okulu kuran Yusuf Kahvecioğlu’ndan.

Yusuf Bey, atılan adımla ilgili şunları kaleme aldı:

“1986, yaşım 20 buçuk, uçak yapmaya kalkmışım, Hürriyet’in arka sayfasında Samandıra’da uçuş okulu kuruldu diye bir haber var. Tarlaların içinden yürüyerek Gökkuşağı’nı buldum, Necmi Şen Hocamla tanıştık. Hemen o gün, 5 Haziran 1986’da Samandıra’da rahmetli Necati Artan hocamla, Sherpa Ultralight ile ilk uçuşumu yaptım.

Müthiş keyif aldım. Bundan sonra 2005 yılına kadar toplam yaklaşık 2 bin saat uçtum. Yaklaşık 500 saati Piper L-18, L-21 serisi, diğerleri ağırlıklı olarak Cessna 150, 152, 172, 172 RG. Havacılık kulübü kurdum, uçuş okulu kurdum, onlarca yerli ve yabancı öğrencim oldu.

Uçak Mühendisi ve Pilot Yusuf Kahvecioğlu

Havada haz, yerde bürokrasi

Havacılık bana havada korkunç haz ve keyif, yerde ise korkunç bürokrasi eziyetleri, başka her türlü eziyet vs vs vs’yi uç seviyede yaşattı. Kendilerine jilet atan Müslümcülere çok kızan ben, havacılık ile uğraşarak onlardan daha beter kendime jilet attığımı, büyük emek ve maddi imkanlar harcayarak, eski Samsun Havaalanını kiralayarak kurduğum uçuş okulunu oraya hastane yapacağız diye elimden alınca devlet, ben kapatmak zorunda kalacaktım, kapatıyordum ki okulumu yeni kurulmakta olan Ayjet Uçuş Okulu’na 2005 yılında tüm yetkileri ile devrettim.

Havacılığa küstüm

İşkenceler nedeniyle havacılığa o kadar küsmüştüm ki 2009 yılında Florida’da üç ay kalmama rağmen tek bir uçuş merkezine bile gitmedim, havaya bile bakmadım. Yıllarca uçak vergileri konusunda maliye bakanlığını ziyaret ettim, onlarca dilekçe yazdım. Tüm seminerlerde, şüralarda konuşmacı olarak dile getirdim. Sert de konuştum. Dinleyen bilir.

Özellikle 2004 yılında başlayan yüksek uçak vergilendirmeleri ile 18 senedir ben dahil dolu kişi uğraştı, emek verdi ama kimse halledemedi biliyorsunuz. İsim vermek ne kadar doğru bilmiyorum ama duyduğum kadarı ile Mehmet Öztekin, Serdar Bey, Ersel Bey bu konuda muhteşem bir sonuca ulaştılar.

Havacılığımız için çok önemli

Bu havacılığımız adına korkunç önemli bir olaydır. Bu kişiler amatör havacılık adına bana göre  heykelleri dikilmesi gereken kişilerdir. Başka da emeği geçen her kim varsa onların da heykelleri dikilecek kadar önemli bir olaydır.

Ben bundan sonra uçar mıyım, ne kadar uçarım bilmiyorum ama kesin inanıyorum ki bugün yani  18 Kasım 2022 amatör havacılığımız için bir milattır. 16 Şubat 1925’te THK’nun kurulması kadar önemli bir olaydır. Emeği geçen herkese tekrar çok teşekkür ediyorum. Sağolun. Büyüksünüz.

Hep ultralight mı yoksa…

Bir başka önemli not da aktif olarak uçan ama bu işi sportif yapan bir pilotumuzdan geldi. Noktasına dokunmadan sizlerle paylaşıyorum:

Sportif havacılık denince baştan beri tüm dünyada ilk akla gelen uçaklar Cessna, Piper, Bellanca gibi 4 ve 2 kişilik tek motorlu ucuz ve kolay edinilen uçaklar. Sportif havacılık, son yıllarda sanıldığının aksine yeni nesil ultralightlar ile başlamadı. Hafif hava araçları ile baştan beri vardı.

Orantısız vergi artışı

Ancak, 2004 yılında, uçak ve helikopterlerden alınan motoru taşıtlar vergilerine yapılan % 400 lük orantısız bir zam sebebi ile yaklaşık 120-170 yolcu kapasiteli ticari bir Boeing 737 temsili olarak 2 birim MTV vergisi öderken, aynı yaştaki 2 koltuk kapasiteli ve ticari uçuş yapmayan, yani uçuşundan ticari gelir elde etmeyen sportif bir hafif hava aracı, ticari yolcu uçağına oranlara 1 birim, yani sadece yarısı, yada bilemediniz, 1/3’ü kadar MTV öder hale geldi. 

Sigorta sorunu

Bu durum hafif hava araçları ile sportif havacılığı neredeyse yapılamaz hale getirdi. Ayrıca, yabancı ortaklı şirketlerin Euro ya da Dolar karşılığı düzenlediği zorunlu 3. Şahıs mali mesuliyet sigortaları ve isteğe bağlı yapılan gövde sigortaları, son yıllarda maliyetleri çok arttırmış oldu.

Öte yandan,Tüm dünyada güvenilir bir yakıt olan ve sportif uçakların kullandığı ithal, Avgas yakıtının son yıllarda artan maliyeti ise işin cabası. 

Sportif havacılık sanıldığı gibi zengin sporu değil , böyle olmamalı. Sportif havacılık son yıllarda yeni nesil ultralightlar ve gyrokopterler sayesinde ülkemizde bir nebze daha yapılabilir hale geldi. Ancak 2. El Cessna 152, Piper, Bellanca gibi sportif hafif bir hava aracının maliyeti, sanıldığı kadar çok yüksek değil. Neredeyse yeni nesil çok hafif bir hava aracının (ultralight) maliyetine eşdeğer. Ya da yarısı civarında.

Tüm Avrupa’da geçerli olan EASA kurallarına uygun şekilde oluşturularak düzenlenen hafif hava aracı kategorisi, sportif havacılığın ilk yıllarından beri var olan, hafif hava araçlarına hak ettiği bir kimliği yeniden kazandırmış oldu.

Tüm bu sebeplerden dolayı bu düzenleme, ülkemizde sportif havacılığın gelişimi açısından büyük önem taşıyor. Çünkü geleceğin pilotları, ilk uçuş deneyimlerini, hafif sportif hava araçlarında belki bir pilot akrabaları, arkadaşları ile yaptıkları uçuş ile yaşıyorlar ve ilk tohumlar böyle atılıyor. Gökyüzü aşkı ilk böyle başlıyor. Hepimizde olduğu gibi…

 

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu