Hava-Sen’den masaya oturun çağrısı
Koronvirüs krizi sırasında en büyük zararı havayolu şirketleri gördü. Havayolları pilot, kabin memuru, teknisyen ve çalışanlarla maaş düşürülmesi için pazarlıkta. Ancak uzun süredir Türk Hava Yolları ve Hava-İş arasında görüşmeler tamamlanamadı. Bu konuda açıklama yapan Hava-Sen, THY’de 30 bin çalışanla ilgili belirsizliğin sürdüğüne dikkat çekti.
Yetkili sendikanın sorumluluktan kaçma ve inisiyatif almama yönündeki tavrını devam ettirdiğini belirten Hava-Sen, “THY yönetiminin teklif dahi vermeyerek belirsizliği daha da artırdığı, bunun da çalışanların direncini kırmak, beklentilerini baskılamak amaçlarına hizmet ettiği gözlenmektedir” diye açıklama yaptı:
1- Yetkili sendika Hava İş’in işverene diyet borcunu ödemek ile işçilerin hak ve menfaatlerini korumak arasında sıkıştığı bu süreçte; THY’de örgütlü derneklerle ve bazı sosyal medya oluşumlarıyla işbirliği yaparak içinde bulunduğu açmazdan kurtulma gayreti içine girdiği anlaşılmaktadır. Bu amaçla geçtiğimiz günlerde Türkiye Havayolu Pilotları Derneği (TALPA) ile bir görüşme yapıldığı ancak toplantıya Hava İş Genel Başkanı Ali Kemal Tatlıbal’ın katılmaya bile gerek görmediği öğrenilmiştir. Büyük bölümü THY pilotlarından oluşan yaklaşık 5000 üyesi bulunan 62 yıllık saygın bir derneğe karşı takınılan tutumun ve aşağılamanın HAVA-SEN tarafından kabul edilmesi mümkün değildir. Görünürde, Sivil Toplum Kuruluşlarını yanına alarak geniş bir mutabakat zemini oluşturulduğu izlenimi yaratılmaya çalışılsa da; köklü bir derneği, derneğin temsil ettiği değerleri ve onun üyesi olan kaptanları aşağılamanın hiçbir makul ve mantıklı mazeretinin olamayacağı düşünülmektedir.
2- Pandeminin havayollarımızı derinden etkilediği bilinmekle beraber bu süreci çalışanların maaşlarına ve haklarına yüklenerek çözme anlayışına karşı olduğumuzu sürekli ve ısrarlı biçimde tekrarladık. Diğer alanlardan tasarruf seçeneğinin öncelikle gözetilmesine ilişkin görüşümüz 4 ay önce ayrıntılarıyla açıkladığımız gibi bugün de devam etmektedir.
Bu çerçevede;
– 2007 yılından bugüne kadar işverenin çalışanların aylık ve ikramiyelerinin yatırıldığı bankalardan aldığı promosyon geliri 2019 sonu itibarı ile nominal 230 milyon TL’yi geçmiştir. Dolar bazında veya paranın alım gücü açısından hesaplandığında rakamın çok daha yüksek olacağı açıktır. Bu para, devletimizin de kamu işletmelerinde yaptığı uygulamada olduğu gibi çalışanların hakkıdır. THY yönetimi tam 13 yıldır ödemediği promosyon parasını bu zor günlerde çalışanlara dağıtmalıdır.
– THY bilanço kayıtlarına göre, 2019 yılı sonu itibarı ile Ticari Alacakların tutarı 540 milyon dolardır. Bunun sadece 30 milyon doları transfer güçlüğü olan ülkelerde kalan bilet satış gelirleridir. Alacaklarını tahsil etme yolunu izlemek yerine, çalışanları yoksulluk sınırının altında bir ücrete mahkum etme yaklaşımını insafla ve vicdanla açıklamak mümkün olmadığı gibi bu anlayışın, geçmişte şirketin büyümesine emek ve katkı veren çalışanlarına karşı ahde vefasızlık olduğunda da tereddüt yoktur.
– THY yönetimi, yetkili sendikayla beraber uyguladığı sessizlik politikası ile çalışanları oyalayarak bezdirmeye, bıktırmaya ve yıldırmaya çalışmakta adeta şirketten ayrılmaları için uygun ortam oluşturmaya çalışmaktadır. Bir sonraki aşama ise, çalışanların kağıt üzerinde bir sözleşme ile şirket personeli olarak kalmaya dahi razı olabilecekleri ücretsiz izin aşamasıdır. Ücretsiz izin, çalışanın ücret almadan sigorta primleri ve sağlık sigortaları yatırılmadan iş ilişkisinin “pamuk ipliğine bağlı olduğu” bir süreçtir. Üzülerek ifade etmek gerekir ki, yetkili sendika da sessiz ve tepkisiz kalarak, işvereni masaya oturmaya zorlamayarak bu insani olmayan plana destek vermektedir.
– Tamamen bir belirsizliğin hüküm sürdüğü bu sürecin uçuş emniyetini nasıl etkilediğinin de THY tarafından dikkatle değerlendirilmesi gerekmektedir.
Kısa Çalışma Ödeneği uygulamasının 2020 yılı sonuna kadar devam edebileceği hususu dikkate alındığında, geçmiş 4 aylık devrede işverenin tek taraflı dayatması, sendikanın da sessiz kalarak onay vermesi sonucu çalışanların ağır bir mağduriyet yaşadıkları ortadadır. THY yönetiminin aynı hukuksuz tavrını yılın kalan bölümünde de sürdüreceği anlaşılmaktadır
Bu düşüncelerle,
THY yönetimi ve yetkili sendika Hava İş’i, ivedilikle biraraya gelerek; geçici süreyle olmak kaydıyla kısa çalışma ödeneğinden de yararlandırmak ve tüm çalışanlara fırsat eşitliğine dayalı adaletli bir çalışma olanağı sağlamak suretiyle insanca yaşayabilecekleri yeni bir ücretlendirme politikasını belirlemeye, çalışanları işten çıkartmaya yönelik gizli veya açık baskılardan ve telkinlerden vazgeçmeye davet ediyoruz. Özellikle Hava İş sendikasını da bir kez olsun çalışanlar adına sorumluluk almaya ve çözümün bir parçası olmaya davet ediyoruz.
Havacılık çalışanlarının sesi olan HAVA-SEN her zaman doğruları söylemeye ve çalışanları uyarmaya devam edecektir. Aylardır sizlere yaptığımız uyarılarımıza ve önerdiğimiz çözümlere ragmen, işveren ve yetkili sendika tarafından bugüne kadar izlenen süreç haklılığımızı bir kez daha ortaya koymuştur. Çözüm kaptan, kabin memuru, yer personeli olarak sizlerin, çalışanların özgür iradelerindedir. Kendi haklarınız için sizler karar vermediğiniz sürece kimse sizin için karar vermeyecektir. Her geçen gün işverenin ve yetkili sendikanın hesabına kar yazıldığı gibi, merhamet etmelerini bekleyerek kazanamayacağınız ve hak kayıplarının devam edeceği bir süreç önünüzdedir. Yolunuzu en kısa sürede seçmeye ve sizleri tabandan gelen, çalışanların haklarını savunan HAVA-SEN in üyesi olmaya davet ediyoruz.
Biz bu işi aylar önce de çözerdik şimdi de çözeriz.
Kamoyuna saygıyla duyurulur.
HAVA-SEN YÖNETİM KURULU