Cengiz Topel ve Kıbrıs Barış Harekatı’na giden yol
1964 yılına gelindiğinde, Kıbrıs’ta Rumlar Türkleri sindirmek için kanlı eylemlere başlamıştı. Garantör olarak Türkiye’nin Rumlara göz dağı vermesi, adadaki Türklerin yanlarında olduklarını göstermesi gerekiyordu.
Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İrfan Tansel, gerekli planlamayı yaptırdı ve düğmeye bastı. Eskişehir 1. Ana Jet Üs Komutanlığından F-100 uçakları havalanmaya başladı. İlk giden dörtlü kollardan birinin lideri Hava Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel’di.
Rumlar havada Türk jetlerini gördüğünde büyük bir şoka girmişti. Türk F-100’leri hedeflerini vururken Yüzbaşı Cengiz Topel’in uçağı isabet aldı. Topel uçağı fırlatma koltuğu kullanarak terk etti. Paraşütle sağ sağlam indi.
Ancak Rumların kontrolündeki bölgeye indiği için Rumlar barış gücü askerlerinin gözü önünde onu esir aldıktan sonra Lefkoşa’ya götürürler. Türkiye, Yüzbaşı Topel’in serbest bırakılmasını istedi. Rumlar Yüzbaşı Cengiz Topel’in hayatta olduğunu ve sorgulandığını bildirirler. Ne yazık ki bu sırada Yüzbaşı Topel’e işkence yapılarak şehit edilmiştir.
Rumlar işkenceyle öldürülen Yüzbaşı Cengiz Topel’in naaşını ısrarlı girişimler sonucu beş gün sonra 12 Ağustos 1964’te teslim etti. Naaş önce Birleşmiş Milletler barış gücü askerlerine verilmiş, sonra da Türkiye’ye iletilmişti. Rumlar Uluslararası savaş hukukunun esirleri kapsayan Cenevre Sözleşmesi’ni hiçe saymışlar, genç Yüzbaşıyı korkunç işkencelere tabi tutarak öldürmüşlerdir.
Naaşı inceleyen ve O dönemde TMT mensubu bir mukavemetçi ve usta fotoğrafçı olan Eşref Düşenkalkar’ın ifadesi gerçeği bütün çıplaklığıyla ortaya koymaktadır. Eşref Düşenkalkar, “Türk doktorların ve Birleşmiş Milletler askerlerinin huzurunda Topel’in cesedini dikkatle incelediğimde, sol gözünün Rumlar tarafından tahrip edilmiş ve her iki kolunun pazusunun matkapla delinmiş olduğunu gördüm. Edep yerleri ezilmiş, kafatasının sol tarafına bir beton çivisi çakılmıştı. Sol ayağı da kırılmıştı. Bunlar yetmezmiş gibi, boğazından göbeğine kadar göğsü yarılmış ve çuval diker gibi yeniden dikilmişti. İç organlarını çalmışlardı, akciğeri ve kalbi noksandı” der…
Kıbrıs’ta, Adana’da, Ankara ve İstanbul’da yapılan törenlerden sonra 14 Ağustos 1964 tarihinde Edirnekapı’daki Sakızağacı Hava Şehitliği’nde toprağa verildi.
Tam 10 yıl sonra bu sefer Türkiye adaya çıkacak ve Türk halkının güvenliğini Kıbrıs Barış Harekatı ile tam olarak sağlayacaktı…