Yakıtı ‘hedge’ edemeyince…
Bir havayolu düşünün. İster adı Türk Hava Yolları, ister Lufthansa veya küçücük 2-3 uçaklık bir şirket olsun. En büyük maliyet kalemi yakıt. Bu maliyet kalemini nasıl kontrol altında tutarsınız? ‘Hedge’ olarak adlandırılın sistemle… Yani önceden ön görerek, fiyatı sabitleyerek. Özel finansal adımlar atarak… Ya yapamazsanız?
Havayolları için son iki yıl inanılmaz kötüydü. Aylarca yerde kalan uçaklar… Yapılamayan binlerce sefer… Giderek artan maliyetlerler… Personele sadece ödenebilen Kısa Çalışma Ödeneği…
Bu yaz işler biraz düzeldikçe, yolcu arttıkça havayolları da bilet fiyatlarına bunu yansıttılar. Normalde 200 Euro olan Türkiye çıkışlı Avrupa bileti 500 Euro oldu. Bunun yanında yakıt fiyatları fırladı, maliyetler katlandı… İç hatları hiç konuşmuyorum bile…
Hedge yapmayan…
Bazı havayolları akıllı yönetim ile yakıttaki artışları önceden attığı adımları ile sabitledi. Yazın bol bol uçtu. Uçtuğu yanına kâr kaldı. Yaralarını sardı. Personeline hatta prim verdi.
Bazı şirketler ise açıkta kaldı. Finansal açıdan eldeki kalmadığı için hedge yapamadı. Yakıt fiyatları fırladıkça zorlandı. Buna Avrupa havalimanlarındaki sorunlar eklendi. Yolcu varken, bol bol uçarken adeta ‘yakıtçıya çalıştı’…
Türkiye’de havacılık sektörü son bir kaç yılda iki büyük oyuncuyu kaybetti. Önce AtlasGlobal, sonra Onur Air battı. Bu yaz uzun yılların ardından bir kaç oyuncu daha sektöre geldi. AtlasGlobal veya Onur’un yerini alabilirler mi bilemiyorum… Ama görünen o ki ‘hedge’ çok önemli…