F-35’in en stratejik ortağı Çin
F-35 dediğinizde hemen aklınıza “Şu Amerikalıların bizi çıkardığı proje” cümlesi gelebilir. Veya aklınıza Türkiye’nin üretmesini planladığı parçalar… Ama sizlere F-35’in en stratejik ortağı Çin desem nasıl düşünürsünüz? “Ne alakası var, Amerikalılar bu uçakları yapma nedenlerinden biri de Çin değil mi” sorusunu sorabilirsiniz.
Burada F-35’i öne çıkartıyorum. Çünkü şu an imal edilen en teknolojik savaş uçağı. Üzerinde bir çok yeni teknoloji bulunuyor. Kuşkusuz F-35’i özel yapan modern teknolojiler arasında farklı metaller ve elementler var. Bu metal ve elementlerin ağırlığı tam 400 kilogram. Bunların bir çoğu da Çin’den geliyor… Çin yolladığı bir çoğuna dilimin bile dönmediği madenlerin nerede kullanıldığını çok iyi biliyor. Amerika da bu madenleri kendi çıkartabilmek için arayışta…
ABD İLE ÇİN ARASINDA STRATEJİK MADEN ÇEKİŞMESİ…TOLGA ÖZBEK ANLATIYOR
Aslında biraz da tarih tekerrür ediyor. Çok yüksekten uçan U-2’lerden biri, tarihler 1 Mayıs 1960’ı gösterirken Sovyetler Birliği’nin fırlattığı hava savunma füzesi ile vurulmuştu. Amerikalılar bunun üzerine çok daha yüksekten ve ses hızının üç buçuk katı hıza çıkabilen SR-71’leri geliştirmişti. Bu uçaklar Sovyet toprakları üzerinde keşif uçuşları yapmaya başlamıştı.
SR-71’lerin bu yükü kaldıracak gövdelerinin yüzde 92’si titanyumdan imal ediliyordu. Titanyum da 1960’larda Sovyetler Birliği’nden geliyordu. Sovyetler yolladıkları titanyumun bir casus uçak haline gelerek onların semalarında uçtuğundan tabi ki haberleri yoktu…
Gelelim F-35’in üzerindeki çok özel metallere…
Örneğin Neodymium. Dünyanın en güçlü manyetik gücüne sahip minerallerden biri. Neodymium, füze yönlendirme sistemlerinde kullanılıyor.
Lanthanum ise özellikle istihbarat, gözetleme ve keşif için kullanılanlar çok gelişmiş kamera lenslerinde camın netliğini arttırıyor.
Fosforlu europium ise LED ışıklar ve plazma ekranlardaki tonları ısıtırken benzersiz nötron emici özelliğiyle nükleer reaktörlerde kullanılan kontrol çubuklarında çok önemli bir bileşen.
Her üç element de cep telefonlarından uçak motorlarına, füzelerden uçak gemilerine kadar modern teknolojiler için kritik öneme sahip. Nadir toprak metalleri olarak bilinen 17 element sınıfının da bu üç element önemli bir parçası.
ABD YÜZDE 80 ÇİN’E BAĞIMLI
Bu üç elementin yüzde 80’i için ABD Çin’e bağımlı. Amerika bu denklemi değiştirmek için Eylül 2020’de düğmeye bastı. Çok sayıda bilim insanı bu elementleri hem ABD’de bulmak hem de alternatif geliştirmek için uğraşıyor.
Hazırlanan rapora göre, nadir toprak metallerine ek olarak Çin, Amerika’nın savunmada kullandığı toplam 35 metalden 31’nin üretiminin yarısından fazlasını gerçekleştiriyor. Metalların yüzde 14’i ABD topraklarında çıkmıyor. Bunlar arasında galyum, grafit ve barit için Amerika Çin’e tamamen bağımlı.
Yapılan çalışmalar için Pentagon 120 milyon dolarlık araştırma bütçesi ayırdı. Gerekirse nadir toprak elementleri yüksek maliyetle çıkarılması planlanıyor. Ancak bu işlem çevreye de büyük zarar veriyor. ABD, yüksek maliyetleri üstlenip bunu aralarında Kanada, Japonya ve Avustralya’nın da bulunduğu ülkelerle birlikte hareket ediyor.
Hatırlayacaksınız, geçtiğimiz aylarda çok ciddi bir çip krizi yaşanmıştı. Koronavirüs salgını nedeniyle üretim yavaşlamıştı. Ayrıca bu dönemde tablet, bilgisayar gibi elektronik aletlerin üretiminin artmıştı. Üretim buraya kaydırılmıştı. Günümüzde başta savunma sanayi olmak üzere otomotiv ve diğer sektörler çip sıkıntısı çekiyor.
Evet gelecekte istediğiniz mühendislik alt yapısına sahip olsanız da çok değerli metaller veya çip gibi sistemler silah olarak karşınıza dikilebilir. Elinizi kolunuzu bağlayabilir.