“MMU’nun alternatif motoru bizi sürprizlerden koruyacak”
Katar’ın başkenti Doha’da düzenlenen DIMDEX Fuarı’nda gelişmeleri TurDef Genel Yayın Yönetmeni Özgür Ekşi’ye değerlendiren Savunma Sanayi Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, Milli Muharip Uçak (MMU) konusunda motor hakkındaki gelişmeleri değerlendirdi. Demir, “MMU’nun alternatif motoru bizi sürprizlerden koruyacak” dedi.
Özgür Ekşi’nin “MMU motorunda birden çok alternatif üzerinde çalışıyorsunuz. Bu çalışma modelini biraz daha açar mısınız?” Sorusunu Prof. Dr. İsmail Demir şöyle cevapladı:
“MMU’da F110 (General Electric imalatı mevcut F-16 uçaklarında da kullanılan motor) ile birlikte bir alternatif motor üzerinde çalışıyoruz. F110 motoru ilk prototipte kullanılacak doğru. F110 bizi en azından garanti altına alıyor. F110’a bulduğumuz alternatif motor ise bizi kötü sürprizlerden koruyacak. İki prototip ve motor yetişinceye kadar bu motorla yapılabilir.
Rolls Royce ile ortak motor
Yetişecek motor ise Rolls-Royce ile ortak olarak çalışacağımız motor ve TRMotor var. Aslında her ikisi de bir noktadan sonra birleşmeli. Tek bir milli motor projesi olmalı çünkü iki milli motor projesini sürdürecek gücümüz yok. Ön çalışmalar aslında Rolls-Royce ne önerdiğini teknik anlamda tam olarak netleştirelim. TRMotor’la beraber çalışmak konusunda bazı rezervleri vardı. O rezervler kalkmış. O nedenle birleşme daha fazla mümkün olacak. TRMotor da belli bir mesafe almış olacak zaten. Belli bir aşamadan sonra beraber yürüyebilirler eğer Rolls-Royce böyle kalmaya devam ederse. TRMotor, Rolls-Royce -Kale-Pratt ve TEI hepsi ortak çalışmak durumundalar”
Savunma Sanayi Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir’in Özgür Ekşi’nin sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
DIMDEX’de öne çıkan bir ürün var mı?
Türk savunma sanayiinin geniş spektrumunu görebilmek için burası önemli bir yer. Burada gördüğünüz her alan burada potansiyel. Bazıları ilerliyor. ASELSAN haberleşme sistemleri, telsizler alanında birkaç imza attı. Burada görüyoruz ki Katar’ın ortaklığı var birçok işte. Türkiye katma değer katabilecek projelerle burada olabilmeli. “Karşı taraf ihaleye çıksın, ona biz teklif verelim yaklaşımı” zaten izlenen bir yol ama karşı tarafın ilgisini çekebilecek, onların muhtemel problem ve arayışlarına çözüm teşkil edebilecek ürün ve projelerle gelmek lazım.
Ürün için Katar’ın yatırım yapmasını mı öneriyorsunuz?
Ürün ve projeyi onlar için çekici hale getirmek, fikir üretip onlar için çekici hale getirmek gerek. Her işte müşteriyi cezbedecek kavramları düşünmek gerekiyor. Müşteri sipariş verebilir. Ama asıl marifet müşteri farkında olmasa bile ona çözümler üretip fark etmesini sağlamaktır. Burada onu yapmak gerekiyor çünkü çeşitli ülkeler çeşitli mekanizmalar kullanarak varlık oluşturmuş durumda. Uzun vadede onların Katar’a katkısını düşündüğünüzde burası çeşitli ürünlerin olduğu pazar haline geliyor. Buna pratik anlamda baktığınızda da A-Z’ye çözüm üretmek yerine parça parça çözümlerin olduğu bütünlük teşkil etmeyen bir yapı görüyorsunuz. Belki bütünlük içeren öneri yapmamız gerekiyor. Bu kadar yakın olduğumuz bir ülke ile onların iyi olmak istedikleri alanları çok yakından gözlemleyip biliyor olmamız lazım. Bu tür fuarlar bize bu açıdan fırsat teşkil ediyor.
Şirketlerimiz öte yandan artan ölçüde burada yapılanmaya başladılar, şube, temsilcilik kuruyorlar. İhtiyaçları önden görmek gerek. İhaleye çıktığında zaten görmüş demektir. O ihtiyacı önceden görmek gerek. Uzun vadeli çalışmak için bu gerekli. Bir yol haritasını beraber oluşturmak önemli. Çeşitli ülkeler kendi ürünlerini pazarladığında birbirini tamamlamayan parçalı bir yapı oluşabilir. Hava filosu oluşturmak istediğinizde elinizde Rafale, F-16, F-15 varsa bu karma bir filo anlamına gelir.
Bu sürdürülmesi son derece zor bir durumdur, bunu görüyoruz. Biz onun yerine bu parçalanma olmasın demek ve bir formül önermek gerek. Bu ürünler ülkenin şartlarına göre, alınması gerekli olduğu için alınmış ürünler. Artık yeni bir döneme geçilmesi ve ilişkilerin iyi olması nedeniyle Türkiye’nin buradaki faaliyetlerinin anlık fayda sağlamaktan öte olduğu konusunda taraflarda şüphe yok. O nedenle biz biraz daha avantajlıyız. Yaptığımız önerilerin yalnız para kazanma temelli olmaması gerekiyor. Olmadığını da göstermemiz lazım. Bunu göstermek için devlet ve SSB olarak en iyi çözümü oluşturmak üzere burada bulunuyoruz. Bazı projelere Türkiye’de ihtiyaç olmasa bile firmalar burada ihtiyaç varsa getirip göstermeli.
Bu çalışma modeline “danışmanlık” demek mi doğrusu?
Buna “öngörü” diyelim. Buradaki varlığımızla beraber muhtemel ihtiyaçları da öngörmek, ona göre teknoloji çözümleri sunmaktır. İki ülkenin yakın olmasının avantajı başka ülkelerdeki gibi teknoloji seviyemizi sorgulama önyargısı bu ülkede yok.
Türkiye’de yatırımlar yapsınlar anlamında bir yaklaşım var mı?
Bizim Katar firmalarıyla işbirliklerimiz var. Örneğin Barzan Holding ile işbirliklerimiz var. Bizim önceliğimiz Türkiye’ye gelsinler, savunma alanında yatırım yapsınlar değil. Kapsamlı büyük projeler, TF-X bir örnek. Orada ortaklığa açık olduğumuzu söylüyoruz. Daha ileride konuşacağımız bazı iddialı projeler var. Özetle mevcut altyapıya yatırım yapsınlar yerine çok iddialı projelerimizin içinde yer alması, oradaki yükü beraber taşımamız bizim için önemli. Bu alan genişliyor ve finansal açıdan daha güçlü olmayı gerektiriyor. Teknoloji daha pahalı hale geliyor. Karşılıklı fayda olacak yapıların kurulmasında fayda var. Ortada bir model yok ama ihtimal olarak söylüyorum, üçüncü bir ülkede iş ortaya çıkar. Türkiye teknolojiyi Katar finansı koyabilir.