TUSAŞ Genel Müdürü Kotil: Liseden beri gözüm hep göklerde
Zeynep BİLGEHAN/ Hürriyet
Karadeniz’in dereleri, ağaçları, dağları içinde geçen bir çocukluktan sonra İstanbul’a taşınıyor. Kıbrıs Harekatı sırasında henüz lisede… Yunan uçaklarına karşı karartma yapıldığı gecelerde kararını veriyor: Mühendis olup kendi uçaklarımızı yapmalı! Ve sonrasında Kotil için istikbal hep göklerde… İlk tercihi İTÜ Uçak Mühendisliği’ni dereceyle bitiriyor. Yıllarca mezun olduğu okulda uçak mühendisi yetiştiriyor. Bugünse, ta gençken bursunu aldığı kurumu yönetiyor… Temel Kotil ile Ankara’da bir araya geldik, eski albümleri karıştırdık..
Rize’ye gidiyoruz…Temel Kotil, 1959 yılında Rize’nin Gündoğdu ilçesinde taş bir evde dünyaya geliyor. Annesi ev hanımı. Babası, evlerini bizzat inşa eden dedesi gibi taş ustası… Kotil, “O yıllarda Karadenizliler ya fırıncılık ya demircilik yapardı çünkü başka bir şey yoktu. Çay sonradan gelmişti” diye başlıyor anlatmaya: “İki abladan sonra dünyaya gelmişim. Bir de ikiz kardeşim varmış ama onu kaybetmişiz. İki de küçük kardeşim var. Ailenin ilk erkek torunu olduğumdan biraz fiyakam yerindeydi! Rize’de hayat çok hareketli geçerdi; ağaca tırmanırdık, derede balık tutardık, yağmurda ıslanır, annemizden fırça yerdik. ‘Kaymak arabası’ dediğimiz, ahşap tekerlekli kendi aramızı yapardık… Bu arabalarla 70-80 kilometre hızla uçurumlardan aşağı kayardık! Rize’de çocuk olunca korkmamayı öğreniyorsunuz. Şimdi bakınca bayağı cesurmuşuz!”
‘BALIK TUTARKEN SINIFTA KALDIM’
1965 senesinde Baba Adem Ali Kotil Bey, Almanya’ya giden ilk işçi kafilesi içinde yer alıyor. Aile babaanneye emanet ediliyor. Kotil de doğadan kalan zamanını babaannesiyle geçiriyor. Kendi deyimiyle ‘çanta gibi’ peşinde dolaşıyor; beraber inekler için yaprak süpürüyorlar, bahçe yapıyorlar… Temel Bey, “Babaannemiz her şeyimizdi” diyor: “Bize ‘Verdiğin mis olur, yediğin pis olur’ der ve hep paylaşmayı öğütlerdi. O şartlarda, evin erkeği olmadan aileyi idare etmek kolay değildi. Başkasının işine karışmadan kendi işimize bakmamızı, çalışmamızı söylerdi.” Ancak çocuk Temel Kotil, en çok derede balık tutmayı sevdiğinden okulu ihmal ediyor. İki sene sınıfta kalıyor. Bunun pişmanlığı sonra hayatı boyunca onu çalışmaya en çok teşvik eden şey oluyor…