Hava Kuvvetleri

B-21 ilk uçuşunu 10 Kasım’da yaptı

ABD Hava Kuvvetleri’nin gelecek nesil stratejik nükleer bombardıman uçağı B-21 Raider, ilk uçuşunu 10 Kasım’da gerçekleştirdi. Bir süre önce yerde hızlı taksi testleri yapan B-21B, Kaliforniya’da Palm Dale’deki hava üssünde gökyüzü işe tanışmış oldu.

Yaklaşık 4 yıl sürecek testlerin ardından uçak ABD Hava Kuvvetleri’nde kullanılmaya başlanacak. Northrop Grumman, uçan kanat tasarımına sahip uçaktan 100 adet imal edecek. Uçağın yüksek maliyetlere sahip B-2 ve B-1B’lerin yerini alması hedefleniyor.

Amerika’nın 30 yılı aşkın bir süre sonra geliştirdiği ilk bombardıman uçağı olan B-21 Raider, Çin’le gelecekte olası bir çatışma konusunda gittikçe artan endişelere Pentagon’un bir yanıtı olarak değerlendiriliyor.

Uçak dışarıdan bakıldığında B-2’yi andıran uçan kanat konseptine sahip. B-21’in boyutları B-2’den daha küçük. Hedef, uygun maliyetli stealth yani radara görünürlülüğü düşük bir bombardıman uçağı üretmek.

B-21’nin ana görevinin düşman radarlarına görünmeden hedefin üzerine gidebilmesi ve nükleer bombalarını atabilmesi olacak.

İlk uçuş videosunu Tolga Özbek değerlendirdi

Düşman radarını daha kolay atlatabiliyor

Uçağın tasarımını gösteren çizimler Raider’ın yerini alacağı siyah nükleer hayalet uçak B-2 Spirit’e benzediğini gösteriyor.

Yeni bombardıman uçağı Raider’ı geliştiren Northrop Grumman şirketinin genel müdürü Kathy Warden, benzerlikler olsa da özelliklerine ayrıntılı şekilde bakıldığında, bilgisayar sistemindeki gelişmeler ve uçağa eklenebilen yazılım özellikleri açısından, yeni uçağın B-2’ye kıyasla aşırı gelişmiş olduğunu vurguladı.

Savunma uzmanları yeni nesil uçağın dış cephesinde daha gelişmiş malzemelerin kullanıldığını, bu özelliğin uçağın tespit edilmesini zorlaştırdığını, yeni bombardıman uçağının düşman devletlerin radarlarını daha kolay atlatabildiğini ve kendisini başka bir obje olarak gizleyebildiğini söylüyor.

Çin tehditi

Pentagon açıkladığı yıllık Çin raporunda Pekin’in 2035 yılına kadar bin 500 nükleer silaha sahip olma yolunda ilerlediğini; hipersonik silah, siber savaş ve uzay kabiliyeti gibi alanlardaki kazanımlarının, ABD’nin ulusal güvenliğine yönelik en somut ve sistemik sorun olduğunu belirtmişti.

 

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu