HaberlerTolga Özbek

Boeing 747: Yolcuların en çok tanıdığı uçak

Havalimanlarında tabi ki yaşı yetenleri çevirip “En çok tanıdığınız yolcu uçağı hangisidir” diye sorsanız muhtemel cevap Boeing 747 Jumbo Jet çıkacaktır. 1960’ların ikinci yarısında ortaya çıkan 747’ler hep “Gökyüzünün Kraliçesi” olarak adlandırıldı. Ondan çok daha gelişmiş farklı uçaklar geliştirildi. Hatta Airbus ‘en büyük’ payesini A380 ile aldı. Ama 747 efsanesi hep devam etti.

Kimine göre 747 Jumbo Jet, deve gibi ikinci katıyla ‘hörgüçlü’ bir uçaktı. Kimine göre çağın ötesinde bir tasarımdı… Ama sonunda yıllar geçti, 53 koca sene sonrasında 747 imalat hattına veda etti. 1574’üncü Jumbo Jet, Seattle yakınlarındaki Everett tesislerindeki devasa fabrikanın kapısından son kez çıktı.

Şimdi Boeing tesislerinde boyanacak, uçuşa hazır hale getirilecek. Ardından test uçuşlarını yapıp 747 Jumbo Jet’in sonuncusu teslim edilecek.

1960’ların ikonik tasarımı

1960’lı yıllar, yep yeni teknolojilerin arka arkaya ortaya çıktığı yıllardı. İnsanoğlu bir taraftan Ay’a gitmeye çalışıyordu. Uzay yarışı, havacılığın önüne geçmişti. Ama bir yandan da havayolu taşımacığını hızlandıracak süpersonik uçaklar konusunda çalışmalar hızlanmıştı. 

Binlerce mühendis İngiltere ve Fransa’da Concorde, Sovyetler Birliği’nde Tupolev Tu-144’ü tasarlayıp imal ediyordu. ABD ise bu yaklaşıma sessiz kalmıştı. Boeing’in SST adını verdiği konsept ‘aşırı maliyetler’ nedeniyle durdurulmuştu.

Amerikalılar daha yapılabilir ve para kazanabilecek bir projeye odaklanmıştı. Aslında bu tasarım ABD Hava Kuvvetleri’nin büyük askeri nakliye uçağı projesi için geliştirilmişti. Ama Boeing, sunduğu tasarımı ABD Hava Kuvvetleri’ne kabul ettirememişti. İhalesinin kazananı rakibi Lockheed’in C-5 Galaxy uçağıydı.

2+4+2 koltuk düzeni ilerleyen yıllarda daha sıkışık hale gelecekti…

Askeriyeden sivile

Boeing mühendisleri hemen uçağı sivil amaçlı modifiye etmeye başladılar. Tasarımla, o yılların efsane havayolu şirketi Pan Am yakından ilgi gösteriyordu. Pan Am, büyük uçaklarla ABD’den kıtalar arası uçacaktı. Uçakta her türlü lüks olacaktı. Geniş kabinler yolculara konforlu uçuşlar sağlayacaktı.

Tasarım gerçeğe doğru yolculuğa çıkarken ilk sipariş Pan Am’dan geldi. Boeing risk paylaşımı ile 1969’da 747’yi uçurdu. Bir yıldan az sürede uçak testleri ve sertifikasyonu tamamladı. İlk sefer Pan Am tarafından New York JFK Havalimanı’ndan Paris’e yapıldı.

 

Jumbo Jet adı verildi

747’lere Jumbo Jet adı verildi. Kısa sürede yolcular bu dev uçağı çok sevmişti. 747’ye binebilmek ciddi bir statü göstergesiydi. İlk 100 serisini 200 ve kısa gövdeli, Japon iç hatları için geliştirelen SP modelleri izledi. 

Askeri anlamda da uçak talep gördü. Gün geldi, Air Force 1 adı verilen VC-25 halinde özel bir model haline getirildi. Komuta kontrol için E-4 modeli geliştirildi. Hatta İran şah döneminde 747’nin tanker haline getirilmesini istedi. 

Sonrasında 300 ve 400 modelleri geliştirildi. Burnun açılmasıyla dev bir kargo taşıyıcısı olması da yolcu dışında yeni bir pazara gitmesini sağladı. 

Son sayfa 747-8

2000’li yıllardan itibaren yavaş yavaş dört motorlu, operasyon maliyetleri yüksek yolcu uçaklar havayolları için geri plana düşmeye başlamıştı. Boeing, 747 için son adımını attı. 787 Dreamliner için geliştirilen başta kanat olmak üzere yeni teknolojiler alındı. General Electric’in GEX motorları takıldı. Ortaya 747-8 modeli çıktı. İlginç bir şekilde uçağa önce kargo talebi geldi. 

Havayollarından ise çok fazla sipariş alınamadı. Uçakların bir bölümü de VIP amaçlı tadil edildi. Dev bir uçan saray haline getirildi. Giderek azalan sayılar sonrasında artık eldeki siparişler de tamamlandı. Son 747-8 kargo uçağı Atlas Air Havayolları’na teslim edilecek. 

Neden THY 747 almadı

Gazetecilik hayatım boyunca bana en çok sorulan soruların başında “Neden THY 747 Jumbo Jet kullanmadı” sorusu geldi. THY kiralık olarak kargo 747’leri çeşitli şirketler üzerinden uçurdu. Ama yolcu modeli için gerekli potansiyel hat pek görülmedi. Bu potansiyel görmeme, ilk büyük jet geniş gövdeli uçakların alındığı 1970’ler, 80’ler ve 90’lar için geçerliydi.

2010’lı yıllardan itibaren THY yüksek yolcu potansiyeline ulaşmıştı. Hatta bir Airex, şu anki İstanbul Air Show’a Boeing 747-8’in hem yolcu hem de kargo modelini getirmişti. Airbus A380 ile boy göstermişti. THY’nin o yıllardaki hesabı hem 747-8’in hem de A380’in ikinci el fiyatlarının oldukça düşük olduğunu gösteriyordu. Bu hesabın altındaki imza da o zaman THY’de uçak alımlarından sorumlu genel müdür yardımcılığı görevinde olan Ahmet Bolat’tı. Şu an Bolat THY’nin Yönetim Kurulu Başkanı… Yani Ahmet Bey öngörüsünde doğru çıktı… 

Belki THY sahip olamadı ama halen bir Türk şirketi My Cargo 747’leri kargo görevinde uçuruyor. Şirketin filosunda 4 adet Boeing 747-400F tipi kargo uçağı bulunuyor. My Cargo, uçakları tarifesiz-charter uçuşlarda veya wet lease olarak tanımlanan ekipleri ile kiralayarak uçuruyor.

Hangi 747’lerle uçtum?

İlk Boeing 747 uçuşumu yıllar önce Singapur Havayolları ile İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan Changi’ye uçmuştum. Model, 747-300’ün üst katında müthiş bir keyif almıştım. Yerden kendimi çok yüksekte hissetmiştim. Bu uçuş aynı zamanda 747-300’ün İstanbul hattındaki son seferiydi. Daha sonra Iberia Havayolları’nda 747-200 ile Madrid’ten Küba’nın başkenti Havana’ya uçmuştum. Yüksek kapasiteli uçuşta orta koltuk denk gelse de yine de farklı bir seferdi. 747-400’de ise uçtuğum havayolları arasında Lufthansa, Air France ve British Airways vardı.

Son yolcu modeli 747-8 ile uçağın doğuşundan itibaren takip etme şansına sahip oldum. Seattle’da uçağın fabrikadan çıkartılış törenini takip ettim. Sonrasında da Lufthansa’ya teslim edilmesiyle ilk yolcu uçuşuna Frankfurt’tan katıldım. Washington’a gidişte uçağın ses oranı, farklı konforu çok hoşuma gitmişti.

Lufthansa ile uçuşun detaylarını Havayolu 101 için kaleme almıştım

Benim uçuş defterimde 747’nin uçmadığım 100, kısa gövdeli SP ve kargo modelleri kaldı. Bir gün kim bilir, belki onlarla da uçabilirim? Hayali bile güzel…

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu