Büyük Taarruz’da Türk Havacıları
Bugün 26 Ağustos. Bir yanda Anadolu’nun kapılarını açan 1071’de Malazgirt Zaferi’nin 950’nci yıl dönümü. Diğer taraftan da Anadolu’dan düşmanı son kez kovan Kurtuluş Savaşımızdaki Büyük Taarruz’un başlamasının da 99’uncu yıl dönümü. Büyük Taarruz, 9 Eylül 1922’de İzmir’de Yunan’ın denize dökülmesi ile tamamlanacaktı.
Gelin bu önemli günde Büyük Taarruz’da Türk Havacıları neler yaptı, nasıl uçtu, sizi o günlere götürelim…
Hava Kuvvetleri Müfettişi Muzaffer (ERGÜDER) hatıratınrda bu tarihi günü şöyle anlatmaktadır:
“25 Ağustos 1922 akşamı saat 21.00’den sonra uçak kuvvesi, yani harbe hazır uçakların cins ve adedi belli oldu; evvelce tahmin edilenden bir noksanıyla 17 uçak harbe hazırdı. Fakat elde o kadar pilot yoktu. Ancak icabında bir pilot birkaç sorti uçuş yapacaktı. Durum Cephe Komutanlığına arz olundu. O gece berrak bir sema üzerinde gökte Türk bayrağı çizilmişti. Parlak hilalin tam orta ilerisinde parlak bir yıldız gelmiş ve bu şekil saatlerce hepimizin gözünü havaya çevirmişti.
Pilotlarda avcı, keşif veya bombardıman pilotu diye bir ayırım yoktu. Uçucular mevcut uçaklarla uçmak mecburiyetinde idiler. Uçmadığı bir tip ise arkadaşı ona uçağın özelliklerini anlatıyor, pilot ilk uçuşunda meydan üzerinde kısa bir süre içinde uçağı intibak edip düşman istikametinde göreve gidiyordu. Her uçucuya bir uçuş elbisesi, başlık ve gözlük verilemediğinden ekseriya pilotlar yünden örme bir başlık ve yün kazakla uçuşa giderlerdi.”
26 Ağustos 1922 günü erken saatlerde Büyük Taarruz başladı. Muzaffer (ERGÜDER) hatıralarında o günkü durumu şöyle anlatmaktadır.
“Gün ağarırken her uçağın başında üç-dört er bekliyor, her uçak son bir defa gözden geçiriliyordu. Türk topçusunun homurtusuna bu mütevazi meydanda çalışmaya başlayan uçakların motor gürültüleri karışıyor, uçaklar birer birer havalanıyordu.”
Havanın 3/4 kapalı ve çok rüzgarlı olmasına ve keşif için müsait olmamasına rağmen saat 06.00 – 07.30 arasında Yüzbaşı Fazıl, Yüzbaşı Yahya ve Astsubay İhya, Mükerrem, Basri, Abdülhalim’in yönetiminde üç av ve üç keşif uçağı havalandı.
Keşif uçaklarında rasıt olarak Üsteğmen Y. Kenan, Hamdi (ÇAYPINAR) ve Teğmen Osman Nuri (BAYKAL) bulunuyordu. Av uçaklarının himayesinde yapılan bu keşif uçuşları; Döğer, Altıntaş bölgesinde düşman yedeklerinin durumunda bir değişiklik olmadığını gösteriyordu. Afyon’un güney ve güney doğusundaki keşif; düşman birliklerinin toplanma harekatına girişmediğini gösteriyordu. Keşif uçağımıza saldıran bir Yunan uçağına karşı yapılan taarruz sonucu, bu uçak kaçırıldı.
Yüzbaşı Fazıl’ın İnişe Zorladığı Yunan Pilotu
Saat 07.45’de havalanan Yüzbaşı Fazıl, av uçağı ile taarruza geçen birliklerimizin üzerinde uçarak, Yunan keşif uçaklarının faaliyetini önlemeye çalışmıştı. Bu uçuş esnasında bir Yunan Breguet-14 A2 uçağı ile karşılaştı. Yunan uçağının keşif yapmasını önlemek için saldıran Fazıl uçağı kovalayarak Afyon bölgesindeki Hasanbeli – Garipçe Köyü civarına inmeye mecbur etti. Dizinden yaralı olan pilot uçağı yakmak istemişse de gövdenin yarım metre kısmı yandıktan sonra yetişenler tarafından yangın söndürüldü. Çabucak onarıldı. Ele geçen ve faal durumda olan bu uçağa Garipçe ismi verilerek Türk Hava Kuvvetlerinde kullanılmıştı. Yunan uçaklarının Afyon’un doğu ve güneyindeki keşif harekatını önlemekle görevli bir Türk uçağı saat 07.50’de karşılaştığı bir Yunan keşif uçağı ile yaptığı çatışma sonucu Yunan uçağını Afyon meydanına inmeye mecbur etti. Aynı gün, 09.20’de Döğer – Altıntaş bölgesinde yapılan keşif sonucu şu durum tespit edildi. Altıntaş – Arap çiftliği şosesinde bir Yunan taburu yürülüş halindeydi. Yunan ordugahlarının durumunda değişiklik yoktu. Bir av uçağımız saat 10.40’da Afyon’un güneyinde karşılaştığı bir Yunan keşif uçağını inişe zorladı. (www.tayyareci.com)
KURTULUŞ SAVAŞI’NDA TÜRK HAVACILARI İÇİN TIKLAYIN