Türk Hava Kuvvetleri’nde F-4E Phantom dönemi
Levent BAŞARA
Dün (E) Orgeneral Ergin Celasin ile başladığımız Türk Hava Kuvvetleri’nde F-4E Phantom’ların 50’nci yılı yazı dizisine hava kuvvetlerimizin ilk F-4E Filosu 113.Filo’nun ilk Harekât Subayı olan (E) Hv. Plt. Alb. Zübeyir Batur ile devam ediyoruz (1)
1972’de Türk Hava Kuvvetleri o yılların en muhteşem uçağı olan F-4E Phantom av-bombardıman uçaklarını satın almaya karar vermişti. Yapılan anlaşma sonucu McDonnell Douglas firması, Türk Hava Kuvvetleri için “Tayfun Projesi” (Peace Diamond) adı altında 40 adet uçağı üretim hattına aldı.
O zamanlar Phantom dünyanın en iyi birinci hat muharip uçağıydı. Diğer İngiliz ve Fransız uçakları Phantom kadar güçlü değildi. O yılların en popüler uçağı olan F-4E’ye ilgi çok fazlaydı. ABD Hava, Deniz ve Deniz Piyade güçlerinin yanı sıra Almanya, İngiltere, Japonya, İspanya, İran, İsrail, Güney Kore ve Yunanistan Phantom siparişleri vermişti.
Savaş uçağı alımı için o yıllarda başka kaynaklara gitmenin pek olanağı yoktu çünkü FMS (Foreign Military Sales – Yabancı Askeri Satışlar) kredilerinden yararlanmak isteniyordu. Bu yüzden başka ülkelerin ürettiği savaş uçakları yerine ABD yapımı F-4E uçakları seçildi. Ayrıca o zamanlar envanterimizde bu menzilde, bu kuvvette, böylesine güçlü çift motorlu bir av-bombardıman uçağı yoktu.
F-4E’lerin parası FMS ile kredili, devlet bütçesinden ödendi. MAP (Mutual Assistance Program – Karşılıklı Yardım Programı) gibi hibe şeklinde olmadı. İlk 40 tanesinin parasını ödeyerek satın aldık. Sonradan Peace Diamond-II projesiyle 40 F-4E daha satın alındı.(2) Peace Diamond-III projesi kapsamındaki uçaklar ise kullanılmış F-4E’lerdi. Amerikan yardımı olarak alındılar.
Bir uçağı satın almak işin kolay kısmıdır. O uçağı güçlü yapan esas faktör taşıdığı silahlardır ve onları temin etmek gerekir. F-4’ler alındığı zaman, kullandığı mühimmatlar da satın alındı. F-4’ün kabiliyeti lazerle atış yapmasıydı. Lazer güdümlü ve elektro-optik güdümlü bombalar alındı.
AGM-65 Maverick füzesi o zamanlar envanterimizde yoktu. Phantom’larla beraber bu füzeler de alındı. Havadan havaya füze olarak AIM-7’ler, yine F-4’ler için ECM (Electronic Counter Measures – Elektronik Karşı Tedbir ve Karıştırıcı) ALQ-119 podları alındı. Uçağın üzerinde zaten pasif RWR (Radar Warning Receiver – Radar İkaz Alıcısı) vardı.
Phantom’ların güçlü bir radarı vardı. Uçakta pasif elektronik harp teçhizatı, elektro-optik güdümlü silahlar ve lazerli atış sistemi vardı. Phantom’la beraber birçok yenilik de geldi. 12 uçakta TISEO (3) vardı. Bu kamera ile hedeften 20-24 mil uzakta TV güdümlü elektro-optik füzeler ateşlenebiliyordu. Bunların hepsi F-4’le beraber envantere girdi. O günün en güncel uçağı çok iyi bir kararla alındı.
Bilindiği gibi F-4’ler iki kişiliktir. Önde bir pilot, arkada ise pilota yardımcı olan SSO, kısaca seyrüsefer ve silahçı bulunuyordu. Türk Hava Kuvvetleri’nde o zamanlar SSO sınıfı yoktu. F-4’lerin envantere girmesiyle birlikte SSO personeli yetiştirildi. Kıtalardan elektroniğe en yakın olan radarcı ve muhabereciler arasından subaylar seçildi. Bir kısmı ABD’ye gönderildi. Orada SSO öğretmen kursu görüp geri geldiler ve diğerlerini simülatör yardımıyla eğittiler.
Uçağın özelliği itibariyle mutlaka birinin arkada pilota yardımcı olması gerekiyordu. Radar, hedef takibi, silah sistemlerinin devreye konması, uygun mühimmatın sisteme yüklenmesi, havada seyrüsefer gibi önemli şeylerin ikinci bir pilot tarafından yapılması gerekiyordu. Aksi takdire pilota çok büyük bir yük biniyordu.
F-4 uçakları için ABD’ye gitmeden önce 1967’de bu ülkeye kurs için gitmiştim. Bu uçuş emniyet kursuydu. Önce Texas’a gidip üç ay kadar lisan eğitimi gördüm. Ondan sonra altı ay Los Angeles’da California Üniversitesi’nde uçuş emniyet kursunu aldım. Dolayısıyla İngilizcem iyi bir seviyedeydi.
Phantom’lar için seçildiğim zaman Texas’taki lisan okuluna tekrar gittim. İki ay kadar tazeleme kursu aldım. F-4E kursu için Mayıs 1974’te ABD’deydik. Öğretmen kursu için seçilenler bizden iki ay önce gitmişlerdi.(4) Uçuşlar için Florida’da MacDill Hava Üssü’nde 94.Filo’ya gittik ama önce “water survival” (suda hayatta kalma) kursu gördük. Zira Florida’nın etrafı ya göl ya da denizdi. Bu yüzden önce Homestead Hava Üssü’nde denizde hayatta kalma kursu ve fizyolojik eğitim aldık. Tekrar MacDill’e dönüp bu sefer nazari eğitimlerimizi aldık.
F-4 öğretmeni eğitimi için gidenler uçuşlara başlamışlardı. Ben F-4 harekât subayı, Bnb. Ergin Celasin ise filo komutanı olarak gitmiştik. Toplam 12 kişiydik. Mayıs’ta gidip Ağustos’ta hep beraber Türkiye’ye döndük.
Biz ABD’deyken Kıbrıs Barış Harekâtı oldu ve biz maalesef kaçırdık. Türkiye’ye döndükten sonra 30 Ağustos 1974’te ilk iki F-4E geldi (016 ve 017 kuyruk numaralı). 113.Filo kuruldu ve hemen uçmaya başladık.
F-4E’lerin 2 Eylül 1974’teki teslim törenine ilgi çok büyüktü. O zamanki Hava Kuvvetleri Komutanı F-4 ile uçuruldu. Phantom uçaklarının Türkiye’ye gelişi halk arasında geniş yankı uyandırmıştı. Bu belki de Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan sonra böyle güçlü bir uçağın alınıyor olmasından kaynaklanmış olabilir. “Phantom” deniyordu, başka bir şey denmiyordu. Hakikaten güçlü bir uçaktı. O zaman dünyanın en iyi uçağı oydu.
Biz ABD’de F-4D uçakları ile eğitim görmüştük. Bizim aldıklarımız ise Phantom’un en son modeli F-4E idi. Uçaklar hiç kullanılmamış, fabrika çıkışıydı ve straight wing ve slatlı idi.
Uçakları Eskişehir’e ABD pilotlar getirdi. Önce iki tane, daha sonra da ikişerli partiler halinde getirildiler. Türk pilotları uçakların getirilmesinde görev almadılar. Fakat bu F-5’lerde olmuştu. Türk pilotları F-5’lerle Atlantik Okyanusu’nu uçarak geçmişlerdi.
O tarihlerde artık 2nci Dünya Savaşı’ndaki gibi büyük miktarlarda uçak üretimi yapılmıyordu. Buna rağmen Phantom’dan 5057 adet üretildi. 5000nci Phantom da Türk Hava Kuvvetleri’ne teslim edildi (77-0290 kuyruk numaralı).(5)
5000nci Phantom’un tesliminde özel bir tören yapılıp yapılmadığını hatırlamıyorum. Ama mutlaka yapılmıştır. Havacılığın uluslararası bir mirası vardır. Böyle önemli olaylarda mutlaka bir tören yapılır. Amerika’da McDonnell Douglas‘ın St.Louis’deki fabrikasında bir tören yapılmışsa, bizde de yapılmıştır.
Fabrikadaki 5000’inci F-4 töreni
1975’te ikinci F-4E filosu, 112.Filo kuruldu.(6) Ben 113.Filo’dan ayrıldım ve 112.Filo komutanı olarak atandım. 1977’ye kadar da orada kaldım.
Devam Edecek…
Dipnotlar:
(1)Türk Hava Kurumu’nun aylık yayın organı “Uçantürk” dergisinin 1997 Mayıs sayısında yayımlanan görüşmenin revize edilmiş versiyonudur.
(2) 1976’da 40 adet (32 adet F-4E, 8 adet RF-4E) uçak daha satın alınmasına karar verildi (Peace Diamond-II). Bu projeden temin edilen ilk F-4E 7 Nisan 1978’de envantere girdi. Projenin son uçağı olan RF-4E ise 20 Nisan 1979’da envantere girdi. Bu proje kapsamında McDonnell Douglas fabrikasında üretilen 5000nci F-4E (77-0290 kuyruk numaralı) Türk Hava Kuvvetleri envanterine girdi. Peace Diamond-II projesiyle gelmeye başlayan uçaklarla önce 172.Filo, ardından 111.Filo F-4E’lerle modernize edildi. Daha sonra 1981-1982, 1984-1985 ve 1987’de ABD’den ikinci el F-4E’ler satın alındı.
(3) AN/ASX-1 TISEO (Target Identification System Electro-Optical) uzak mesafelerden hedef teşhisi yapmayı sağlayan bir kamera sistemidir. Bu kameralar havada sürtünme yaptığı için daha sonra sökülmüştür.
(4) 10 kişilik ekip ABD’ye 25 Aralık 1973’te gitmiş, 1974 Ağustos ortası geri dönmüştür.
(5) 77-0290 kuyruk numaralı 5000nci F-4E Phantom 01.07.1978’de Milli Bütçe ile satın alınmıştır. Bu uçak uzun yıllar 112.Filo’da uçtuktan sonra modernizasyon programına alınmış ve sonrasında diğer F-4E filolarında da uçmuştur.
(6) 112.Filo HvKK’nın 10.10.1975 tarihli emriyle F-4E’lerle modernize edilmiş, filonun F-100’leri Malatya-Erhaç 7nci Ana Jet Üs Komutanlığı’na devredilmiştir. 1 Kasım 1975’ten itibaren 1051 ve 1052 kuyruk numaralı uçakların 112.Filo’ya tahsisiyle başlayan modernizasyon faaliyetleri uçak sayısının 20’ye ulaşmasıyla tamamlanmıştır.