Tolga Özbek

Taarruz helikopter projesini değiştiren üsteğmen

Türkiye Bell’den AH-1Z King Cobra helikopterini almak için yoğun bir pazarlıktadır. ABD’li yetkililer burunlarından kıl aldırmaz. Görüşmeleri yapan komutana bir gün Üsteğmen rütbesinde helikopter pilotu gelir. “Komutanım, bu helikopterlerin görev bilgisayarını yapmalıyız” der.

İşte o üsteğmenin attığı adımla Türkiye ‘milli görev bilgisayarı’ için harekete geçer. Üsteğmen Sunar Oktay ilerleyen yıllarda binbaşı rütbesi ile emekli olur. O günden bu yana da Türk Havacılık ve Uzay Sanayi’nde (TUSAŞ) şu an program müdürü olarak görev yapıyor.

Ambargolar kitap oldu

Türk Savunma Sanayii’nin son dönemde en büyük sorunlarının başında gizli veya açıktan uygulanan ambargolar geliyor. Örneğin ABD CAATSA uyguluyor ama bir Avrupa şirketi de çıkıp “Türkiye’ye CAATSA nedeniyle X malzemeyi vermiyoruz” da diyebiliyor.

Yaşananların kayıt altına alınması ve gelecek nesillere aktarılması için STM çok önemli bir adım attı. Türkiye’nin teknoloji odaklı ilk düşünce merkezi STM ThinkTech, “Türk Savunma Sanayiinin Yükselişi ve Ambargolar/Kritik Teknoloji, Bileşen ve Alt Sistemlerde Yerlileşme ve Millileşme Hamlesi” isimli kitabını yayımladı.

Alanında uzman 23 ismin görüşlerini paylaştığı kitapta, Türk savunma sanayiinin ambargolara karşı attığı adımlar, yerli ve milli teknoloji hamlesiyle elde edilen başarılar ve savunma sanayinin geleceği ele alındı.

Bir üsteğmen ve değişen taarruz helikopter ihalesi

Birbirinden farklı olayların ele alındığı kitap bizi 2001 yılına götürüyor. Videolarımızda, Türkiye’nin terörle mücadelede etkin hale gelmesinde çok önemli yere sahip taarruz helikopter projelerinde yaşanan zorlukları sizlere anlatmıştım. ABD’nin zorlukla verdiği AH-1W Super Cobra’ların devamı gelmemişti. Vietnam Savaşı’ndan kalan AH-1’lerin P ve S’leri ise büyük özverilerle uçabilir hale getirilmişti.

Sonrasında ise ihale açılmış, ATAK olarak adlandılar projeyi de Bell kazanmıştı. AH-1’lerin yeni nesil ‘Z’ modeli için görüşmeler devam ediyordu. ABD tarafı ‘kızak yerine tekerlek takılmasında’ diretiyordu. İşte yaşananlar:

“2001  yılında  Kara  Kuvvetleri  Karargâhında  Savunma  Araştırma  Şubesi  Müdürü  olarak  görev  yapıyordum.  ABD  Bell  şirketinden alınacak  olan  AH-1Z  silahlı  helikopterlerinin  sözleşme  görüşmeleri devam  ediyor. Yurtdışı  görevinden  gelince  dönemin  Gn.P.P  Başkanı bana “Albayım sen de bu sözleşme görüşmelerine giriyorsun” dedi. Sözleşme görüşmeleri ABD’lilerle devam ediyor. Bell şirketi temsilcileri var, kendini beğenmiş ABD’liler, helikopterin mevcut konfigürasyonuna dokundurtmayacaklarını söylüyor. 

Bizim de o dönemki Kara Havacılık perspektifi içerisinde helikopterlerin özellikle envanterimizdeki AH-1P  helikopterlerinin  aksine  kızak  yerine  tekerlekli  olması  isteniyor. ABD’liler de “Bizimkiler kızaklıdır, dokundurtmayız” diyor. Böyle günlerce  devam  edip  gidiyor.  Sonunda  bir  üsteğmen  bana  yanaştı, “Komutanım siz bana bir saatinizi ayırırsanız ben size önemli bir şey anlatacağım. Asıl burada önemli olan bu helikopterin görev bilgisayarıdır” dedi. “Nedir bu görev bilgisayarı” dedim. “Bunun yazılımını bizim yapmamız lazım komutanım” dedi. 

“Nasıl yapacağız” dedim. “Komutanım  bu  görev  bilgisayarının  yazılımına  dahil  olalım”  dedi.  “Zorlayalım, tamamını Türkiye Cumhuriyeti yaptığı takdirde biz çoğu şeye  hâkim  oluruz”  dedi.  “Tamam,  ertesi  gün  gündeme  getirelim”  dedim. Başladık gündeme getirmeye. 

Bell yetkilileri: “Dokundurtmayız” dedi

ABD’liler “Dokundurtmayız, açmayız, biz size böyle vereceğiz, hiç karıştırmayız” dediler. Bir haftanın sonunda epey ilerleme kaydedildi ve dediler ki, “Yüzde 95 yazılımını size açarız.” Kahve molasında o heyet başkanına dedim ki, “Yüzde 95’i veriyorsunuz da bu yüzde 5’i niye vermiyorsunuz? Nedir buradaki kritiklik?” 

“Albayım, siz bana bu helikopterin bir gün ABD’ye karşı kullanılmayacağının  garantisini  verebiliyor  musunuz?  Veriyorsanız  bu yüzde 5’i de verelim” dedi. Bu beni çok rahatsız etti. Hemen Gn. P.P başkanımıza gittim. “Komutanım böyle diyorlar” dedim. “Sözleşme görüşmelerini kesin. O üsteğmeni de bana getir” dedi. 

Gittik,  üsteğmenimiz  de  anlattı.  Peki  ne  yapacağız?  “TÜBİTAK MAM’da  bir  doçent  hanımefendi  var,  kendisi  bu  işleri  biliyor.  Onu  davet edelim” dedi. SSB de o zaman emekli generalimiz vardı Havacılık Daire Başkanı Celal Paşa, onunla da koordine ettik, Bitiştiren Sokak’taki SSB binasında bir toplantı yaptık. O hanımefendi de geldi,  “Bunlar  olabilir,  bana  bir  hafta  müsaade  edin”  dedi.  Bir  hafta  sonra toplandık. Bir matris hazırlamış. 17 kalem var. 17’ye bölmüş. Alta da firmaları sıralamış. Hiç unutmuyorum, birinci sıraya yazmış, “NETAŞ bu görev bilgisayarının kutusunu yapar, AYESAŞ şurayı yazar, MAM şurayı yapar, MİLSOFT şurayı yapar” vs. Sonunda diyor ki  “Biz bunu yaparız.” “Nedir bunun maliyeti?” diye sorduk. 

“80.000 TL verirseniz biz bu işi çalışıp gelelim” dediler. SSB  tarafından  Ar-Ge  2001  diye  bir  proje  başlatıldı.  Ar-Ge 2001’de  o  görev  bilgisayarı  laboratuvarda  çalıştı.  Yazılım  da  yapılınca top o yana dönüyor, bu yana dönüyor. Her şey tamam. Ar-Ge 2004  projesi  peşinden  geldi.  TUSAŞ’a  bir  helikopter  verildi.  ASELSAN, MAM ve TUSAŞ’ın katılımıyla AS-MA-TA diye bir konsorsiyum kuruldu, laboratuvar ortamında geliştirilen sistem AH-1S helikopteri  üzerine giydirildi ve 2007 yılının Eylül ayında bu helikopter bu görev bilgisayarıyla atışa gitti. 

Şereflikoçhisar’da atış

Şereflikoçhisar’a atışa gittik. Orada yabancılar da gelmiş, büyükelçiliklerden gelenler var, firma temsilcileri var ve içimizdeki İrlandalılar da var. “Bunlar yapamaz, edemez” diye arkada konuşuyorlar. 

“Şu  yırtık  pantolonlu  kızın  yazdığı,  bu  at  kuyruklu  küpeli  oğlanın  yaptığı mı vuracak?” Böyle konuşmalar. Çok üzüldüm ben. Vecdi Gönül Bey o zamanki Milli Savunma Bakanımız, “Ne oldu Generalim, niye böyle üzgünsün” dedi. “Arkada çok önemli bir ekip var. Başarısızlığı  bekleyen,  kınaları  hazırlamışlar.  Başarısız  olursak  yakılacak kına” dedim. “İnşallah ellerinde kalır” dedi. Helikopter; dört, beş km mesafeden füzeyi attı ve hedefi göbeğinden vurdu. Benim gibi bazı arkadaşlarımız ağlayıp birbirine sarılırken; öbür tarafta da “Aa cidden vurdu ya” diyen bir güruh oluştu. 

İşte o üsteğmen

O üsteğmen kimdi? O üsteğmen şu anda TUSAŞ’ta çalışan Sunar Oktay’dı. O üsteğmen binbaşıyken  emekli  olduğunda  dönemin  Havacılık  Daire  Başkanı,  ben  ve Muharrem  Dörtkaşlı’nın  gayretiyle  TUSAŞ’da  helikopter  grubunda çalışmaya başladı. Şu andaki pozisyonunu bilmiyorum. O üsteğmenin zorlamasıyla biz bir görev bilgisayarına sahip olduk. ATAK helikopterlerinin üzerinde o görev bilgisayarı uçuyor. O görev bilgisayarı evrilerek başka şeylere de dönüştü. Ar-Ge’yle biz oralara gittik.”

KİTABIN LİNKİ İÇİN TIKLAYIN: https://thinktech.stm.com.tr/tr/turk-savunma-sanayiinin-yukselisi-ve-ambargolar-kritik-teknoloji-bilesen-ve-alt-sistemlerde-yerlilesme-ve-millilesme-hamlesi

STM’nin ikinci kitabı

Türk savunma sanayii için yol gösterici nitelikte karar desteğine, analiz ve araştırmalara imza atan STM ThinkTech, basılı yayın hayatının ikinci kitabını okurlarla buluşturdu. Savunma ve güvenlik temalarını, alanında duayen katılımcılarla, panel ve odak toplantılarında masaya yatıran STM ThinkTech, Türk savunma sanayiine uygulanan ambargolar ve etkilerinin ele alındığı iki önemli odak toplantı gerçekleştirdi.

“Olası Bir Ambargo Durumuna Hazırlık Kapsamında Geliştirilmesi Gereken Kritik Teknoloji, Bileşen ve Alt Sistemler” ve “Savunma Sanayiinde Kısıtlamalar ve Ambargolar Çerçevesinde Yerlileşme ve Millileşme” başlıklı düzenlenen toplantılarda, başta savunma sanayii olmak üzere Türkiye’nin önemli kurumlarında görev yapan 23 uzman bir araya geldi.

Türkiye’nin gelecekte başka devletlerin ambargo, yaptırım, kısıtlama ve tehditlerine maruz kalmayan bir ülkeye dönüşmesi için ne gibi strateji ve yaklaşımlar izlemesi gerektiğinin detayları bu iki toplantıda mercek altına alındı. Ambargolar ve milli savunma sanayii hamlesinin ele alındığı toplantıda ortaya çıkan görüşler derlenerek, “Türk Savunma Sanayiinin Yükselişi ve Ambargolar / Kritik Teknoloji, Bileşen ve Alt Sistemlerde Yerlileşme ve Millileşme Hamlesi” başlıklı kitapta toplandı.

Türk savunma sanayii ambargolara karşı hangi adımları attı?

Beş ayrı bölümden oluşan eserde şu konu başlıkları ele alınıyor:

  • Uluslararası İlişkiler Açısından Ambargolar
  • Caatsa Yaptırımları Sonucunda Türk Savunma Sanayiinde Yaşanan Sıkıntılar
  • Sorunlar ve Çözüm Önerileri: Ambargolara Karşı Neler Yapılabilir?
  • Ambargoya Yanıt: Yerli ve Milli Bir Savunma Sanayii
  • Yerli ve Milli Savunma Sanayii Hamlesi İle Başarılanlar

 

Tolga Özbek

25 yıllık profesyonel havacılık gazetecisi... Ticari Pilot ve Çok Motor Lisansına sahip.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu