Uçak maketlerini hayal edip ahşaptan yapıyor

Geçtiğimiz günlerde bir izleyicimiz ve aynı zamanda da okuyucumuz olan Hayrettin Öztürk’ten bir mesaj aldım. Hayrettin Bey, yazılarımızı okurken, Youtube videolarımızı seyrederken tanıttığımız uçaklardan, helikopterlerden ve özellikle de İnsansız Hava Araçları’ndan çok etkilenmiş. Hobi olarak yaptığı tahta işçiliği ile hayallerindeki hava araçlarını modellemeye başlamış.

Kendisi ile mesajlaşınca, sitemizde yayınlanmak üzere modellerinin fotoğraflarını gönderdi. 43 yaşındaki Öztürk, boş zamanlarını değerlendirip hobisini geliştiriyor. İşte kendi yazdıkları ile model uçak serüveni:

“Ben Hayrettin Öztürk; 1977 İstanbul doğumluyum. Aslen Trabzon Sürmeneliyiz. Ümraniye Teknik Lisesi Yapı Ressamlığı bölümü mezunuyum. Babamın demirci dükkanı olması, ailenin büyük erkek çocuğu olmam ve ekonomik sebeplerden ötürü yüksek eğitim alamadım. Mühendislik adına sadece lisede gördüğüm statik ve çizim dersleri var. Gerisi hayal gücü ve kullandığım ağaç malzemenin verdiği imkanlar. 

Halen İstanbul’da kendi atölyemde Pimapen ve ferforje işleriyle geçimimi sağlıyorum. Hobilerim için son iki yıldır gitgide daha çok vakit olmaya başladı. Hele bu salgınla zirvedeyiz.

Nasıl çalışıyorum; önce hayal olarak başlıyor. Nasıl olsa kendi dünyam. Deniz veya kara veya hava aracı. Yeter ki bana özgün, tıpkısı olmasın. Tasarımı ben yapmalıyım yoksa önemsiz bir kopya olur. Sonra bir şablon çizip bunun üzerine 3 boyutlu olarak ahşap malzemelerle çalışmaya başlıyorum.

Marangozlardan edindiğim genellikle atıl duruma düşmüş kaplamalar veya değerli ağaçlar alıyorum. Yakınımda 3 marangoz atölyesi var. Bir keresinde birisi deste halinde gül kaplamaları büküp sobaya atıyordu, kurtarabildiği mi kurtardım. Uçaklarda iskelet genellikle ireko ve tik ağacı veya ince kontraplak. Vatoz balığına benzeyen modelde alt kısmı meşe kaplama, üstünü bambu kaplamayla kapattım. kırmızı kısımlar gül kaplama.

Bu modeldeki tasarım amaçları: Türk kültüründeki hilali kanatlara yansıtmak. İnsansız bir model. Kokpiti yok. Motorların olduğu kısımlar, kanat gövde şeklindeki uçağın şekline yön veriyor. Radar yansıması düşük olsun diye hava giriş ve çıkışlarını mümkün olduğu kadar saklamaya çalıştım. Kuyruk kanatları çift yöne hareket ediyor. Bir belgeselde ağır çekimde gördüğüm bir kuşun kuyruğunu nasıl dümen gibi kullandığına hayret ettim. Hiçbir uçakta bu yok. Bu modelde bunu yansıtmaya çalıştım. Tabi ki uçup uçmayacağını bilemem. Ama yapay zeka algoritmaları yakın gelecekte belki refleks olarak uçan kuşları taklit etmeye başlar.

İki motorun arasındaki kanala benzeyen hava alığı, uçak belli bir hıza ulaştığında rayda giden bir tren gibi uçağa bir savrulmama durumu kazandırabileceğini düşündüm. Tabi hepsi hayal ürünü. belki gerçek uçak tasarımlarına bazı yerleri ilham verir.

Uçan daireye benzeyen ilk modelde ise; bir yolcu uçağı motorunu alıp iki yanına lego gibi kanat gövdeler ekleyip değişik bir fikir ortaya koymaya çalıştım. Motoru bir eksen etrafında yukarı dönerek dikey kalkış imkanı sağlıyor.

Son olarak elimdeki çalışmada ise; ülkemizin elinde 300 den fazla olan F16 ların tedavülden kalkma zamanına doğru motorlarını değerlendirme amacı güdüyor. Bu modelde ceviz kaplama kullanmayı düşünüyorum. koyu renk yakışır umarım. Yapıştırıcı ve saydam vernikten başka boya kullanmıyorum.

Tüm bu çalışmaların ağaçların liflerden oluşan malzemeler olması sebebiyle kendine göre bazı güçlükleri oluyor. mesela istediğiniz yöne bükülemiyor ve çatlayabiliyor. İnce detaylar çok zor olur.

Sonuç itibariyle ağacın kendine has güzelliği, yaptığınız iş mantıksız bile olsa maketi güzel gösteriyor”