Yurtdışında şehit düşen kartallarımız
İkinci Dünya Savaşı sırasında çok sayıda Türk subayı, pilotaj eğitimi için yurtdışına yollanmıştı. Bir bölümü de ne yazık ki o uçuşlarda şehit düştü. Özkan Türker, şehit düşen Türk pilotlarını yazdı…
İkinci Dünya Savaşı bütün dünyayı kavuracak bir yangın olarak başladığında genç Türkiye Cumhuriyeti bağımsızlığını yeni kazanmış, savaş yaralarını sararak hızla kalkınma projelerine başlamıştı.
Türk Ordusu özellikle Avrupa’da gelişen siyasal olayların bir çatışmaya gideceği beklentisi ile eldeki imkânlar dâhilinde modernize edilmeye çalışılıyordu. Ancak sanayi altyapısının zayıf oluşu bu konudaki ihtiyaçların yurtdışından temin edilmesini zorunlu kılıyordu.
Hava kuvvetlerinin önemi Kurtuluş Savaşı ile birlikte dünyada yaşanan sıcak savaşlarda görülen etkinliği ile daha çok anlaşılmış ve askeri havacılığın modernize edilerek geliştirilmesine büyük önem verilmiştir. Bu gelişmelere bağlı olarak savaş öncesinde hava kuvvetleri Fransız eğitim sistemine göre düzenlenmiş bir program uyguluyordu.
Savaşın başlangıcı ile Türkiye’de bulunan Fransız eğitmenlerin ülkelerine dönmelerinden dolayı eğitim sisteminde bir boşluğa sebep olmamak üzere Türkiye İngiltere ile bir eğitim anlaşması yaptı.
İngiltere, Türkiye’nin savaş boyunca tarafsızlık politikası izleyeceğini beyan etmesi rağmen, kendi safında savaşa girebileceğini planlayarak araç, malzeme ve eğitim konusunda, yeterli olmasa da, Türkiye’ye destek verdi. Hava kuvvetlerinin yetiştireceği yeni pilotların olası bir savaş durumunda destek güç olma olasılığı da beklentileri arasındaydı.
Bu şartlarda İngiliz eğitim sistemine geçiş yapan hava kuvvetleri uçucu ve teknik personel sayısını savaş koşulları sebebiyle hızla arttırmak amacındaydı. Ancak mevcut altyapı henüz istenilen seviyede olmadığı için eğitim görecek personelin İngiltere’de ve diğer merkezlerde (Mısır ve Sudan gibi) eğitilmesi bir çözüm olarak kabul edildi. Bunun sonucunda tarafsızlığını koruyan Türkiye’nin askeri personelini savaş bölgesindeki bölgelere eğitime göndermesini gerektiriyordu.
Yapılan anlaşma ile 1940 yılından itibaren Kara Harp Okulu’nu bitirerek hava sınıfına ayrılan Asteğmenlerin pilotaj ve harbe hazırlık eğitimi için İngiltere’ye gönderilmesine karar alındı. Ayrıca teknik sınıflardaki personelin eğitimi de Ortadoğu’daki birliklerde yapılacaktı.
Bu arada Avrupa, Akdeniz ve Kuzey Afrika’da savaş yoğun olarak devam ettiğinden pilot adaylarının İngiltere’ye güvenli yollardan gönderilmesi ciddi bir sorun olarak ortaya çıktı. Mısır’dan İngiltere’ye gidecek bir konvoya katılmak üzere ilk kafile Refah Şilebi ile gönderildi. Ancak birçok ihmal ve eksiklik ile başlayan bu yolculuk büyük bir felaketle sonuçlandı. Kimliği belirsiz bir denizaltının 23 Haziran 1941 gecesi Refah Şilebi’ni torpillemesiyle şehit olan 167 askeri personelin on altısı pilot adayı asteğmendi.
Yaşanan bu faciadan sonra farklı bir güzergâh planlandı. Buna göre kara ve demiryolu ile Bağdat-Hayfa- Kahire üzerinden Mısır’a ulaşan ilk kafile buran bir gemi ile Afrika kıtasını dolanarak Atlantik Denizi’nde korumalı konvoy katıldı. İlk güzergâha göre göreceli daha güvenli olan bu yolla gönderilen 20-30 kişilik kafileler güvenlik ve beklemelerle ortalama iki üç ay süren yolculuklarla İngiltere’ye ulaştırıldı. Bu seferlerde Türk kafilesini taşıyan gemilerde herhangi bir kayıp yaşanmadı.
İngiltere’ye gönderilen pilot adayı havacılarımızın anılarında paylaştıkları bilgiler ışığında İngiltere’ye güvenli olarak gidilmesi için izlenen güzergâhlardan bazıları. Yeşil renkte gösterilen yolculuk 88 günde tamamlanabilmiştir.
İngiltere’ye ulaşan 100 kişilik grup Londra’da 25 gün süren bir ön hazırlık kursu gördü. Daha sonra Devonshire’daki Torquay kasabasına gönderilen kursiyerler burada altı ay süren yabancı dil ve temel yer eğitimi kursuna katıldı.
Bu kursu başarı ile bitirenler Wolwerhampton’da başlangıç uçuş eğitimine gönderildi. Başarılı olamayanlar Türkiye’ye dönerek kara kuvvetleri kadrosuna geçti. İlk eğitim uçuşları Tiger Moth uçaklarıyla, ileri eğitimler Miles Master uçaklarıyla yapıldı. Burada pilot olmaya uygun olanlar seçilerek av ve bombardıman pilotu olarak yetiştirilecekleri kurslara ayrıldı. Çift motorlu uçuş eğitimleri Airspeed Oxford uçaklarıyla gerçekleştirildi. Harbe hazırlık eğitimleri Linconshire’da Cranwell Akademisi’nde Spitfire uçakları ile tamamlandı.
Savaş şartları altında yabancı bir ülkede uçuş eğitimi görmeye giden yirmili yaşlardaki genç asteğmenler çok farklı bir dünyaya adım atmışlardı. Alışkın olmadıkları sosyo-kültürel bir hayatın yaşandığı İngiltere’de özellikle kadın-erkek ilişkilerindeki göreceli serbestlik kısa sürede yaşamlarını etkiledi.
Eğitime gönderilen pilot adaylarının maaşları Türkiye’de banka hesaplarına yatırılıyordu. Bunun haricinde İngiltere’deki kurs süresince ayrıca harcırah alıyorlardı. Aylık olarak alınan 250 Liralık harcırah yaklaşık 50 Sterlin ediyordu ki bu bir İngiliz subayı maaşının dört katına eşitti. Ekonomik yönden sıkıntı çekmeyen Türk subaylarının yaşamları da buna göre hareketli geçiyordu. Güzel üniformalı, sessiz ve utangaç tavırlı ama cömert Türk havacıları özellikle dans salonlarında İngiliz kızlarının favorisi olmuştu.
Kız arkadaşlarıyla olan ilişkilerini ciddi olarak devam ettirerek evlenen, hatta çocuk sahibi olan havacılarımız da vardı. Ancak Türk Kanunlarına göre askeri personelin yabancı uyruklularla evlenmesi yasak olduğundan kurs bitiminde bu durumda olanları zor bir seçim bekliyordu. Bir kısmı bu evlikleri sonlandırıp buradaki ailelerini bırakıp Türkiye’ye dönerken, bu kuralı bozduğu için ceza alıp vatandaşlıktan çıkarılanlar da olmuştur.
Türk pilot adaylarının uçuş yeteneklerinin zayıf olduğu konusunda İngiliz uçuş hocalarının görüşleri bulunmaktadır. Normal şartlarda 18-19 saatte yalnız uçuş yapılabildiği halde Türk öğrencilerde bu sürenin daha uzun olduğu belirtiliyor. Buna sebep olarak tarım kökenli bir toplumda teknolojik bilgi eksikliği ile yetişmiş olmaları gösterilse de dil ve yaşantı olarak yabancı oldukları bir ortamda olmalarının ve yukarıda belirtilen etkenler sebebiyle kurslardaki verimliliğin düşük olduğu söylenebilir. Aynı şartlarda İngiltere’ye gelmiş Polonya ve Çek kökenli pilotlarda da benzer sorunlar sıklıkla yaşanmıştı. İngiltere’ye gönderilen genç havacıların birçoğu ileriki yıllarda Türk Hava Kuvvetleri’nin komuta kademelerinde hizmet vermiştir.
Bu konuyu Em. Yb. Oğuz Barut anılarında şöyle özetlemiş:
“ Uçuşlar olanca hızı ile devam ederken, kentte çok eğleniyorduk. Herkesin devamlı bir kız arkadaşı vardı artık. Yalnız bir şey itiraf etmek istiyorum. Henüz gencecik subaylar olarak, evden, aile kontrolünden uzak olarak, burada çok özgür bir yaşam bulan bizler, içki ve sigaraya da alışmıştık. Hemen hemen içimizde sigara ve içki kullanmayan yok gibi idi. Sanırım İngiltere’de kaldığımız 1942-1944 yılları içinde, aramızdan uçuşlarda refüze olup, havacılığa doyamadan dönen arkadaşlarımızın sebepleri arasında birazcık bunun da etkisi vardır sanırım…”
Temel pilotaj eğitiminde kullanılan Tiger Moth uçağı ve kokpitte Mehmet Dizdar
İNGİLTERE’DE ŞEHİT DÜŞEN TÜRK PİLOTLARI
Türk pilotların İngiltere’deki uçuş eğitimlerinin devam ettiği 1942-1945 yılları arasında kayıtlara geçmiş 66 kaza kırım bulunmaktadır. Meydana gelen bu kazaların büyük çoğunluğunun kalkış ve iniş sırasında olduğu dikkati çekmektedir. Çoğunluğu maddi hasarlı olan bu kazaların bir kısmı ise yaralanma ve ölümle sonuçlanmıştır.
Eğitim uçuşları sırasında ve diğer sebeplerle şehit olan havacılarımız için Brokwood Mezarlığı’nda bir bölüm ayrılmıştır. Brookwood Türk Hava Şehitliği’nde, on beş subayımızın kabri bulunmaktadır.
Bunların on ikisi pilotaj eğitimi sırasında şehit olan, diğer ikisi kazalarda vefat eden 1941-1942 yılı Harp Okulu mezunu Havacı subaylardır. Şehitlikte bulunan son kabir ise 1836 yılında İngiltere’de görevli iken vefat eden Teğmen Arif Bey’dir. Aslında Teğmen Arif Bey, vefat ettiğinde Woolvich şehrinin mezarlığına defnedilmiş, daha sonra ise kabri Brookwood’a nakledilmiştir.
İngiltere’de Şehit Olan Havacılarımız:
1. Hv. Tğm. Nizamettin Şengün, 18/19 Eylül 1942 gecesi Cranwell’de gece eğitimi sırasında pike çıkışında uçağının (Master II DL115) hız kaybı sonucu düşmüştür.
2. Hv. Tğm. Ali Aksu, Tiger Moth (R5101) ile S. Albert De’Ath’in kullandığı Tiger Moth (BB816) 21 Ocak 1943’te Wheaton Aston (Lapley) civarında çarpışarak düşmüş kazada her ikisi de hayatını kaybetmiştir.
3. Hv. Tğm. İbrahim Oray 25 Mart 1943 günü tren kazasında şehit olmuştur.
4. Hv. Tğm. Saim Parlak Miles Master (DM132) ile elektrik tellerine takılarak Grantham yakınlarında Belvoir Castle civarında 17 Temmuz 1943’te düşmüştür.
5. Hv. Tğm. Esat Şaşmaz, 23 Ağustos 1943’te Welbourne Heath’da Miles Master (DL284) tipi uçağı ile akrobasi eğitiminde vrilden çıkamayarak düşmüştür.
6. Hv. Tğm. Hakkı Akarçay ve uçuş hocası L. Frank Chapman 3/4 Eylül 1943 gecesi bir Alman gece avcısının saldırısı ile düşmüştür. Olayda her ikisi de hayatını kaybetmiştir.
7. Hv. Tğm. Ömer Sümercan, 21 Eylül 1943’te uçtuğu Oxford (LX327) ile kaçınma manevrası esnasında düşmüştür.
8. Hv. Tğm. Kemal Gülçeken, 10 Ocak 1944 günü Spitfire (P9490) ile Desborough yakınlarında düşerek şehit olmuştur.
9. Hv. Tğm. Mustafa Görez, 4 Ağustos 1944’te Master (DK838) ile Welby’de eğitim sırasında hız kaybı sonucu düşmüştür.
10. Hv. Tğm. Fethi Ang, 24 Eylül 1944’te Miles Master (DL243) uçağıyla gece uçuşunu tamamlayıp saat 02.00 civarındaki iniş denemesinde yüksek kalarak Caythorpe yakınlarında düşmüştür.
11. Hv. Tğm. Emin Dönmez 25 Ekim 1944’te Spitfire ile düşerek şehit olmuştur.
12. Hv. Tğm. Hüdai Toros Spitfire (W3456) ile eğitim uçuşunda North Rauceby ’da 10 Kasım 1944 günü düşerek şehit olmuştur.
13. Hv. Tğm. Abdullah Ay 4 Nisan 1945’te trafik kazasında şehit olmuştur.
14. Hv. Tğm. Reşit Nalbant Oxford I (V3235) ile 17 Ağustos 1942’de Harlaxton’da piste yaklaşma sırasında bir ağaca çarparak düşmüştür.
Eğitim gören pilot adaylarının bir bölümü İngiliz subayları ile birlikte (13 Ocak 1943)
Teğmen “Çengel” Hakkı Akarçay
Bu kayıpların belki de en acı vereni Hakkı Akarçay’ın şehit düştüğü olaydır. İngilizlerle yapılan çekişmeli futbol maçlarının vazgeçilmez oyuncusu olan Hakkı Akarçay rakiplerini çok iyi marke ettiği için “Çengel” lakabı ile anılırdı.
Teğmen Hakkı Akarçay’ın şehit düştüğü Miles Master II
Cronwell eğitiminde gece uçuşları Caistor’daki küçük yedek meydanda yapılırdı. Akşamüzeri bu meydana intikal eden Miles Master’lar gece boyunca eğitim uçuşu yapar daha sonra Cronwell’e dönerdi. 3 Eylül gecesi Cevat Tuna, Oğuz Barut, Muzaffer Özalp ve Hakkı Akarçay’ın bulunduğu grup gece eğitimindeydi. Hava sakin, gökyüzü açık ama karanlıktı. Karartma ve telsiz yasağı olduğundan haberleşme ve iniş-kalkış izinleri Aldis lambası ile yapılıyordu. Meydan üzerine gelen kimliği belirsiz çift motorlu bir uçak inişe geçeceği izlenimi vererek seyrüsefer ışıklarını yakarak alçalmaya başlamıştı. Bu arada kalkış yapan Hakkı Akarçay’ın uçağını tespit eden uçak ışıklarını söndürüp gizlenerek rüzgâr altına dönen uçağa ateş açtı. Vurulan uçak Cabourne Parva bölgesine düştü. Aynı anda uçan Teğmen Cevat Tuna anılarında uçağın önce kendisine ateş açtığını ama dönüş esnasında olduğundan isabet kaydedemediğini yazmıştır.
Teğmen Hakkı Akarçay’ın şehit düştüğü saldırının gerçekleştiği Caistor meydanının konumu
Olayın anlatıldığı belgelerde bu silahsız eğitim uçağını sinsice vuran Alman gece avcısının Junkers Ju-88 olduğu yazılmıştır. Konuyla ilgili yaptığım araştırmada ise uçağın Ju-88 değil 14./KG2’ye bağlı bir Messeschmitt Me-410 olduğunu tespit ettim. 3/4 Eylül 1943 gecesi meydana gelen bu saldırı, gece avcısının pilotu Teğmen Heinz Günther Baack’ın tek zaferi olarak kayıtlara geçmiştir. Teğmen Baack’in İngiltere kıyılarındaki av macerası kısa süre sonra son bulmuştur. İngiliz Hava Kuvvetleri’nin 488.Filosu’ndanYeni Zelandalı pilot Teğmen D.N. Robinson idaresindeki bir Mosquito tarafından yakalanan Baack avcı olarak gittiği Sussex civarında 19 Aralık 1943 gecesi düşürülmüştür.
Sahile çok yakın bulunan Caistor Meydanı ise 3 Eylül gecesi yaşanan saldırıdan sonra düşman uçağı saldırılarından kaçınmak için gece uçuşlarına kapatılmıştır.
Teğmen Heinz Günther Baack’ın gece avcı uçağı Meserschmitt Me-410 U5+HF 14./KG2
Dönem sonunda bröve takmaya hak kazanan havacılarımız Cranwell Academy’de yapılan tören geçişinde görülüyor.
İngiltere’de eğitim gören 92 pilot adayından 56’sı kursları başarı ile bitirerek pilot brövesi takmaya hak kazanmıştır. Aralık 1942’de tamamlanan kurslar sonunda Türkiye’ye gittikleri güzergâhlardan dönen havacılarımız Mayıs 1943’ten itibaren hava kuvvetlerinde görev almışlardır.