İlk kabinli Türk uçağı: Vecihi XVI
Geçtiğimiz günlerde takvim yaprakları 6 Ekim’i gösterirken hem İstanbul AirShow 2022 açılıyordu hem de bu tarih, İstanbul’un düşmandan kurtuluşuydu… Ama havacılığımız açısından da Efsane Pilot Vecihi Hürkuş’un yaptığı ilk kabinli Türk uçağı Vecihi XVI’nın da ilk uçuş günüydü. Vecihi Bey, bu tarihi özellikle seçmişti. İstanbul’un düşmandan kurtuluşunun 10’uncu yılında yani 6 Ekim 1933’te ilk uçuşunu yapak uçak, tek motorlu, iki pilot ve 4 yolcu taşıyabilecek, kapalı kabine sahip bir uçaktı.
Tayyareci Vecihi Hürkuş Müzesi Derneği Başkanı Avukat Bahadır Gürer, Tolga Özbek’e o günleri anlattı:
Hürkuş tarafından tasarlanan uçaklar
Türk Havacılık Tarihi’nin efsane ismi Vecihi Hürkuş, sadece pilot olarak değil bir uçak mühendisi ve tasarımcı olarak da adından söz ettirmişti. 16 uçak tasarlamış, bunlardan dördünü hayata geçirerek uzun yıllar sorunsuz olarak uçmuştu.
İşte o tasarımlardan biri de Vecihi XVI uçağıydı. Vecihi Hürkuş, projesini iş adamı Nuri Demirağ’a sunmuştu. Türkiye’nin öncü iş adamlarından Demirağ uçak projesinden çok etkilenmişti. Vecihi Bey’e projesine destek olmak istediğini bildirdi. Hürkuş’un ‘Sivil Tayyare Okulu’na 5 bin TL yardımda bulundu.
Vecihi Bey çalışmalara başladı
Vecihi Hürkuş hemen çalışmalara başladı. Kapalı kabinli tasarladığı uçağı, alttan kanatlı olacaktı. Tek motorlu tasarımda iniş takımları ise sabit olarak planlanmıştı. Uçakta motor olarak Siemens-Halske SH-14A kullanılacaktı. Alman motor, 7 silindirliydi. Toplam 130 beygir güç üretiyordu. Kullanılan pervane ise iki palli ahşaptı. Hava soğutmalı motorun ağırlığı 135 kilogramdı. Tam güce 2 bin 200 devirde ulaşılıyordu.
Proje 92 günde tamamlandı
Projenin başlamasının ardından çalışmalar büyük bir hızla devam ediyordu. Vecihi Hürkuş’un başında bulunduğu çalışmalar 92 gün gibi kısa sürede sonuçlandı. Sabit iniş takımlı uçağın kuyruk kazığı bulunuyordu. Uçağa Nuri Bey adı verildi. Vecihi Bey, Nuri Demirağ’ın desteği nedeniyle uçağın üzerine Nuri Bey yazdırmıştı.
Vecihi-XVI adı verilen uçak ilk uçuşunu tarihler 6 Ekim 1933’ü gösterirken Altınordu sahasında gerçekleştirildi. Hürkuş, kısacık sürede biri pilot dört kişi taşıyabilen, kapalı gövdeli bir uçağın tasarlanıp imal edileceğini ispatlamış oldu.
Nuri Demirağ, bu proje ile verdiği mali desteğin yanı sıra gelişmelerle yakından ilgilendi. Uçuşlarını seyretti. Üç yıl sonra Beşiktaş’ta bugün Deniz Müzesi olan binayı alacak ve burayı bir uçak fabrikası haline getirecekti.
Kuyruktaki 6 ok
Nuri Bey isimli uçağın yapımının gerçekleşmesi için Nuri Demirağ’ın yardım olarak 5 bin lira vermiştir. Bu yüzden uçağa ( Vecihi- XVI ) Nuri Bey ismi verilmiştir. Ancak tam o sıralarda İstanbul Sanayi Müfettişi Daniş Bey – İktisat Bakanlığı – İstanbul Valisi Muhittin Üstündağ ve CHF (CHP) İstanbul Parti Başkanı Cevdet Kerim İncedayı’nın maddi ve manevi destekleri olmuştur.
Özellikle C.K.İncedayı’nın 1.000 lira maddi yardımından dolayı Uçağın kuyruğuna 6 ok resmi yapılmıştır. Daha sonra da CHF adına reklam uçuşları gerçekleştirildi.
Sonra deniz uçağı oldu
Vecihi-XVI’nın daha sonra iniş takımları sökülür. Gövde altına iki adet float adı verilen, uçağın suya inip kalkmasını sağlayan metal botlar takılır. Vecihi Hürkuş denize iniş kalkış testlerini başarıyla tamamlar. Denize olan ilgisi artan Hürkuş, daha sonra Vecihi SK adını verdiği bir tasarım gerçekleştirecek, uçak motoruyla çalışan bir sürat motoru da tasarlayacaktır.
Kendi imal ettiği uçaklarla öğrencileri ile birlikte İstanbul üzerinde uçar. Bu uçuşlarda Vecihi Hürkuş Nuri Bey uçağını kullanır. Ancak okulun maliyetleri yüksektir. Vecihi Hürkuş, bir süre sonra okulu kapamak zorunda kalır. 1935 yılı başında Atatürk’ün talimatı ile Türk Hava Kurumuna girer.
Sonrasında ise uçakların ne olduğu hakkında ne yazık ki elimizde bir bilgi yok. Keşke bu uçaklar günümüze kadar korunsa ve sergilenseydi.