Tolga Özbek

CL-215: Demek ki oluyormuş

Orman yangınları için eski bakanın ‘hurda’ dediği Türk Hava Kurumu’nun CL-215’leri bu yıl yangın söndürmede operasyonuna omuz veren filonun en önemli jokerlerinden biri oldular. Sessiz sedasız Türk Havacılık ve Uzay Sanayii’nin sağladığı finansman ve teknik destekli birlikte Türk Hava Kurumu’nun ekipleri yan yana geldi. Hurda, uçamaz denilen uçaklar canla başla göreve çıkabilir hale geldi.

CL-215’ler öyle bir uçuyor ki… Kanadı ağaçların tepelerine dokunarak… Canla başla suyu nokta atışı yaparak yangının kalbine vuruyor. 

Yangınlarda suyu noktaya atabilmenin yolu alçaktan uçmaktan geçiyor. Yukarıdan boşaltılan su, yüzlerce santigrat derece ile yanan orman üzerinde buhar oluyor. Daha da kötüsü yangını körüklüyor. 

Alçaktan uçtuğunuzda ise gün geliyor duman önünüzü kapatıyor. Sıcaklık, düşen oksijen motorların verimini düşürüyor. Yangın söndürürken tüm operasyonunun aynı zamanda uçuş emniyetine uygun olarak yapılması gerekiyor.

Karıncanın sırtındaki su damlası…

Bu tür konularda hazırladığım videolarda, yazılarda her zaman şu sözleri hatırlatırım: “Yangına sırtında bir su damlası taşıyan karıncadan başlayıp her şeye ihtiyaç var”

Şu an doların durumuna bakıldığında ülkemizdeki kaynakların çok daha iyi kullanılması çok önemli. 

Jandarma S-70’leri yangın operasyonunda

Jandarma görevde

Türk Hava Kurumu’nun yanı sıra bir başka joker de Jandarma. Uzun yıllardır Rus yapısı Mi-17’leri uçuran Jandarma, yangınlara müdahalede aktif olarak uçuyor. Kullanılan su taşınan bambiler ise Askeri Fabrikalar ASFAT üretimi. 

Orman yangınları ile mücadele filosunda ülkemizin biraz kendi kaynaklarını daha dikkatli incelemesi ve ortak görev konseptini oluşturmalı.

Belki de Airbus’ın yaptığı test gibi A400M örneğini iyi bakılması gerekiyor…

I

SunExpress’in ikramı

Kim yılan kafasını koydu, kim salyangoz ekledi? Halen SunExpress ile Sancak Catering arasında süren ikram kavgasında suçlu bulunamadı. Görüntü var ama ispatlayacak yemek örneği yok. İddialar var ama karşı tarafın da bunu bertaraf edecek söylemleri de var. 

Merakla sonuçlarını bekliyoruz. Ama bu işte bence yönetilemeyen bir süreç var. Birileri iki tarafa da zarar veriyor.

Bazen kurunun da yanında yaş yanıyor. Örneğin hazır olarak satın alınıp ekiplere verilen yemekler. O yemeğin günahı, ucuzluğu veya kalitesizliği ikram şirketine yüklenmek isteniyor. Veya başka kaynaklardan alınan yemekler…

Ekipler ucuz ve hazır yemek istemiyor

Ama bir gerçek var. Ekipler ucuz yemek ve hazır istemiyor. Buna SunExpress’ten Türk Hava Yolları’na kadar tüm havayolu ekipleri haklı olarak isyan ediyor. 

Bir Avrupa uçuşu için bile geldisi-gittisi 8-10 saat mesai yaptırdığınızda o çalışan iyi bir yemeği her zaman hak ediyor. 

İkramdan 1-2 dolar kâr havayollarına düşük yolcu memnuniyetsizliğinden insiyatif almamaya kadar her havayoluna zarar yazıyor…

Bir Türk yönetici Rolls Royce’un tepesinde

Genel haberler, karamsarlık, ekonomik kriz derken bazen bir haber paylaşıyoruz, herkes seviniyor. İşte onlardan biri de geçtiğimiz günlerde yaşandı. Tufan Erginbilgiç İngiliz teknoloji devi Rolls Royce’un başına geldi.

Bu haberi Türkiye sitemizden öğrendi. Keyifle Tufan Erginbilgiç’in haberini hazırladık…

Haberi paylaştığımızda hemen şöyle yorumlar da geldi: “MMU’nun motoru artık tamam”

Tabi ki gülerek okuduk… Ama insanın aklına da gelmiyor değil. Bakalım bu konuda bir gelişme olacak mı? 

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu