GE ve Safran’ın hedefi yüzde 20 yakıt tasarrufu
Uçak motoru pazarının iki büyük oyuncusu General Electric ve Safran yakıt tüketimini ve karbondioksit emisyonlarını günümüz motorlarına kıyasla yüzde 20 oranında azaltmak için etkili bir teknoloji geliştirme programı başlattı.
CFM RISE (Revolutionary Innovation for Sustainable Engines/Sürdürülebilir Motorların Devrimsel İnovasyonu) Programı ile 2030’ların ortasında hizmete girmesi planlanan geleceğin motorları için bir dizi yeni ve dönüştürücü teknoloji denenecek ve geliştirilecek.
Bugün, CFM International ile yarı yarıya ortaklıklarını 2050 yılına kadar uzatan bir anlaşma da imzalayan iki şirket, sektörde 2050 yılına kadar CO2 emisyonlarını yarıya indirme taahhüdüne uygun olarak, daha sürdürülebilir havacılığın önünü açma niyetlerini ortaya koydu.
GE ve Safran arasındaki ilişkinin her zamankinden daha güçlü olduğunu söyleyen GE Havacılık Başkanı ve CEO’su John Slattery, “RISE teknoloji demonstrasyon programı sayesinde, yeni nesil tek koridorlu uçakları yeni bir yakıt verimliliği ve azaltılmış emisyon düzeyine çıkaracak gelişmiş ve devrim niteliğindeki teknolojileri sektörün hizmetine sunarak havacılığın geleceğini yeniden keşfediyoruz. Sürdürülebilirliğin zorunluluğunu tamamen benimsiyoruz. Geçmişte her zaman yaptığımız gibi, geleceğe dair görevlerimizi de yerine getireceğiz” dedi.
Safran CEO’su Olivier Andriès ise, “Sektörümüz şimdiye kadar olan en zorlu dönemi yaşıyor. Çevreye etkimizi azaltma yolundaki çabalarımızı hızlandırmak için harekete geçmemiz gerekiyor. 1970’lerin başından beri süregelen iş ortaklığımızın en belirgin göstergesi, motor verimliliğinde çığır açmak ve güvenilir olmaktı. Geliştirdiğimiz LEAP motoru, önceki nesil motorlara kıyasla emisyonları %15 oranında azaltıyor. CFM ortaklığımızın 2050’ye uzatılması sayesinde, sektörümüzün iklim değişikliğine bağlı gereklilikleri karşılayabilmesi için teknoloji liderleri olarak birlikte çalışmaya devam edeceğimizi yeniden teyit ediyoruz” dedi.
RISE programının bir parçası olarak geliştirilen teknolojiler, 2030’ların ortalarında piyasaya sürülmesi planlanan yeni nesil CFM motorunun temelini teşkil edecek. Programın hedefleri arasında yakıt tüketimini ve CO2 emisyonlarını günümüzün en verimli motorlarına kıyasla yüzde 20’den fazla azaltmak, Sürdürülebilir Havacılık Yakıtları ile hidrojen gibi alternatif enerji kaynaklarına yüzde 100 uyumluluk sağlamak yer alıyor.
Programın odağında, açık fan mimarisi geliştirmeyi de içeren motor için son teknoloji itme verimliliği çalışmaları yer alıyor. Bu teknoloji, hali hazırdaki tek koridorlu uçaklarla aynı hız ve kabin deneyimini sunarken önemli ölçüde iyileştirilmiş yakıt verimliliği elde etmeyi önemli ölçüde kolaylaştırıyor. Programda ayrıca, birçok uçak sisteminin elektrifikasyonunu sağlarken motor verimliliği optimize etmek üzere hibrit elektrik kapasitesini de kullanmak konusunda çalışmalar da yürütülecek.
Program, kapsamlı bir teknoloji yol haritası oluşturan ortak bir GE/Safran mühendislik ekibi tarafından yürütülüyor. Yol haritasında, kompozit fan kanatları, ısıya dayanıklı metal alaşımlar, seramik matris kompozitler (CMC’ler), hibrit elektrik kapasitesi ve katmanlı imalat kalemleri bulunuyor. RISE programı, 300’den fazla ayrı bileşeni, modülü ve tam motor yapılarını içeriyor. Bu on yılın ortalarında bir demonstrasyon motorun GE ve Safran tesislerinde test edilmeye başlanması ve hemen ardından uçuş testinin hayata geçirilmesi planlanıyor.
İki uçak motoru üreticisi arasında yüzde 50-50 ortak girişim olarak CFM International’ı oluşturan 1974 yılındaki ilk çerçeve anlaşması, uluslararası iş birliğini yeniden tanımladı ve ticari havacılığın rotasını değiştirmede etkili oldu. LEAP programının başlatılması için, iş ortaklığı 2008 yılında yenilendi. Verimlilik, güvenilirlik ve toplam sahip olmada düşük maliyet sağlamak için sektör standardı olarak hizmet eden ürün hattıyla CFM, bugün dünyanın önde gelen ticari uçak motorları tedarikçisi konumunda. Dünya çapında 35.000’den fazla CFM motoru 600’den fazla operatöre teslim edildi ve bu motorlar bir milyardan fazla uçuş saati kaydetti.