İHA

İran’ın İHA üretimi engellenebilir mi?

Ukrayna düşürülen İHA‘larda ABD’li şirketlerin ürünlerinin yer aldığını paylaşırken; Yemen, Suriye, Irak ve Lübnan’ın ardından Ukrayna’da da kullanılan İran İHA’ları Batı medyasının gündeminde. ABD İranlı bazı savunma şirketlerine yaptırımlar uygularken, İran’ın İHA üretimini engelleyebilir mi soruları akla geldi.

1979’da Ayetullah Humeyni liderliğinde gerçekleştirilen İslam Devrimi Şah Pehlevi’nin Batı ile kurduğu derin ilişkileri koparırken, Rusya önemli bir müttefik olarak belirdi.

ABD’nin uyguladığı yaptırımlar her ne kadar engel olsa da İran Rusya ile ilişkilerini her alanda geliştirdi. En büyük ortaklıkları ise, 2011’den sonra başladı.

Rusya’nın Sovyetler Birliği’nden miras olarak aldığı müttefiklik ile İran’ın yıllardır ilmek ilmek dokuduğu Şii Hilali’ndeki önemi Suriye’yi iki ülke için de vazgeçilmez kıldı. Arap Baharı olarak başlayan süreçte ilk önce İran daha sonra da Rusya bütün gücüyle Suriye rejiminin yanında yer aldı.

İran ile Rusya, özellikle kendilerine müzahir grupların etkinliği ve İsrail’in Suriye’de gerçekleştirdiği saldırılar nedeniyle zaman zaman çıkar çatışması yaşasa da bugüne kadar müttefiklik ilişkisini sürdürdü.

Bugünlerde ise, 11 ayı geride bırakacak Ukrayna-Rusya savaşında İran’ın ismi sık sık anılıyor. Başkent Kiev başta olmak üzere birçok Ukrayna kentinde sivil veya askeri hedeflere gerçekleştirilen saldırılarda İran izleri var. Ukrayna ordusunun ele geçirdiği bazı askeri ekipmanlar ise, İran’ın Ukrayna savaşındaki varlığının en ciddi katını niteliğinde. Durum Ukrayna’yı destekleyen Batılı güçler tarafından yakından izleniyor. İran sık sık Rusya’ya destek vermekle suçlanıyor ve daha fazla yaptırım tehdidiyle karşı karşıya kalıyor.

Kiev’de gerçekleştirilen bir kamikaze İHA saldırısı

Zaten Tahran’da bu suçlamaları yalanlamıyor ama silah ve ekipmanı savaş başlamadan önce Rusya’ya verdiğini iddia ediyor.

İran, Rusya’ya özellikle taktik hava taarruzları ve keşif-gözetleme amaçları için tedariğin görece kolay sağlandığı silahlar gönderiyor. Zira bu iki maksat Rusya’nın Ukrayna savaşında karşılaştığı sorun alanları olarak kabul edilebilir.

Durum böyleyken geçtiğimiz aylarda ortaya çıkan bir rapor özellikle Batı basınında geniş yer buldu. Malum olduğu üzere, Avrupa Birliği (AB) ve ABD uzun bir süredir İran’ya yeni yaptırımları konuşuyordu. Ancak Ukrayna istihbaratı, düşürülen İran yapımı İHA’da ABD’de ve başka Batılı şirketlerde üretilmiş onlarca parça buldu.

Rapora göre, Ukraynalılar “Şehid-136” adıyla bilinen İran İHA’sında Batılı şirketler tarafından üretilmiş 52 parça buldu. 52 parçadan 40’ının 13 ayrı Amerikan firması tarafından üretildiği belirlendi. Kalan 12 parça ise Kanada, İsviçre, Japonya, Tayvan ve Çin üretimi. İHA’yı üreten HESA adlı İran şirketinin 2008’den bu yana Amerikan ambargosu altında olduğu belirtildi.

Ukrayna istihbarat raporu, İran’ın yaptırımlara rağmen yüklü miktarda teknoloji ürünü bulabildiğini gösteriyor. ABD, Tahran’ın üst sınıf askeri malzeme edinmesini önlemek için yıllardır ağır yaptırımlar uyguluyor. Batılı teknoloji şirketlerinin Amerikan ambargolarını deldiğine dair hiçbir kanıt yok.

Bu haberlerin ardından geçtiğimiz günlerde ABD, eylül ve kasım aylarının ardından bir kez daha İran’ın, Rusya’ya, Ukrayna’da kullanmak üzere İHA tedarik etmesine yaptırımla cevap verdi.

İran üretimi Şahit-136 kamikaze İHA’sı

İranlı insansız hava araçları (İHA) tasarımcısı ve üreticisi şirket ile İran Havacılık ve Uzay Sanayii Örgütünde yönetici pozisyonlarında bulunan 7 kişiye yaptırım uyguladığını duyurdu.

Yaptırım listesinde yer alanların 6’sı Kuds Havacılık Sanayii şirketinde görevli. İran Havacılık ve Uzay Organizasyonu Direktörü Nadir Hun Siavaş da yaptırım listesinde alanlar arasında.

-Peki, İran ne zamandan beri İHA üretiyor?

-ABD yaptırımları Tahran’ın İHA üretim süreçlerini sekteye uğratır mı?

-İran İHA yapımı konusunda hangi teknolojilere sahip?

-Yaptırımlara rağmen Batılı şirket ürünleri nasıl İran’a ulaşıyor?

Gelin bu soruların cevaplarını birlikte arayalım…

1980’lerde başladı…

Tahran’ın insansız hava araçlarına (İHA) olan ilgisi 1980’de başlayan İran-Irak Savaşı’na kadar uzanıyor. İran bu tarihlerden itibaren insansız hava teknolojileri üzerine çalışıyor. Bu kapsamda ilk İran İHA’sı olarak bilinen istihbarat, gözetleme ve keşif platformu Ebabil, İran-Irak Savaşı sırasında düşük maliyetli bir saldırı aracı olarak kullanılıyor.

Yenilikçi teknolojilere yönelme, Tahran’ın özellikle insanlı savaş uçakları konusunda yaşadığı sıkıntıdan kaynaklanıyor. İHA’lar, daha az maliyetli ve kolay üretilebilmesi avantajları ile büyük bir önem kazanıyor.

Bu dönemde İran’ın bazı teknolojileri dışardan temin ettiğine dair yorumlar da var. TRT Haber’den Selami Kökçam’a konuşan İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) Uzmanı Hurşit Dingil, İran insansız hava araçları modellerinin öncelikli olarak düşük maliyetli, basit yapıda, kısa ve orta mesafede uçuş kabiliyetlerine haiz modeller olduğunu belirtiyor.

Hurşit Dingil, “İran’ın sahip olduğu bilinen insansız hava araçlarında ileri teknolojik özellikler görülmüyor” diyor ve ekliyor:

“Hafif patlayıcı mühimmat yüklenebilen gözetleme, keşif ve muharip sınıflarda yer alan İran üretimi İHA ve SİHA’lar ön plana çıkıyor. Bu modeller arasında İran’ın ilk insansız hava aracı Ebabil örnek gösterilebilir. Ebabil görece daha eski (1985) bir model insansız hava aracı olup İran’ın ilk yerli üretim İHA örneği olarak biliniyor.”

İran İHA kapasitesi olarak hangi aşamada?

İran’ın özellikle kısa ve orta menzillerde bölgesel çapta gerçekleştirdiği saldırılar ve zaman içinde bu saldırılarda sergilenen performanslar ile gerçek muharebe şartlarında test edilmiş (combat-proven) bir kabiliyete sahip. Örneğin Yemen’de İran’ın verdiği iddia edilen İHA’lar yüzlerce kilometre uzaklıktaki hedeflere saldırılar düzenledi.

Hurşit Dingil’e göre İran, daha çok kısa ve orta menzilli kamikaze İHA’larda etkili bir aktör.

“Genel itibarıyla İran’ın uydu ile haberleşemeyen, bu yüzden de taktik hedeflere yönelik etkin kullanılan patlayıcı tesiri görece yüksek kamikaze İHA teknolojilerinde öne çıktığı değerlendiriliyor. Aynı zamanda platformların tasarım yapısı ve düşük hızları, geleneksel radarların tespitini de zorlaştırıyor”

Öte yandan teknolojinin yanında üretim kolaylığı ve maliyet de Tahran’ın İHA programında oldukça önemli.

Hurşit Dingil, söz konusu teknolojileri görece düşük maliyetle geliştirebilmesi, platformların basit yapımlı olması üretim kolaylığı noktasında da Tahran’a avantaj sağladığını söylüyor ve önemli bir konuya dikkat çekiyor:

“İran’ın İHA teknolojilerini daha çok seyir füzeleri temel mantığı üzerine geliştirdiği söylemek mümkün. Zira İran’ın İHA kabiliyetlerinin gelişmesinde füze kabiliyetlerinin geliştirilmesi doğrudan etkili oldu.”

İnsansız hava araçlarını kim üretiyor?

Esasında İran’ın İHA programı, ABD’nin uzun süredir yaptırım listesinde bulunan Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) hava ve uzay kuvvetleri komutanlığı bünyesinde yürütülüyor.

İran hava ve uzay komutanlığının faaliyet alanlarına baktığımızda ise, İHA ve balistik füze programları görülüyor. Zaten bu iki programı birbirinden ayrı ele almak yanlış olabilir.

İRAM Uzmanı Hurşit Dingil, sürecin hem sivil hem de askeri tarafının olduğuna dikkat çekerek, sivil alandaki imkân ve kabiliyetlerin kolayca askeri alana kaydırabildiğini belirtiyor.

“İHA üretimi noktasında DMO’nun asimetrik ve hibrit yapılı kuvvet yapılanması önemli bir ekosistem, önemli bir faktör. Bu açıdan DMO’nun ekonomik ve sivil uzantıları, İHA üretimini de bu temelde askeri-sivil alanların birleştirilmesi üzerine oturtmuştur. Böylelikle sivil alanlardaki imkân ve kabiliyetler askeri alanlardaki imkân ve kabiliyetlere kolaylıkla dönüştürülebildi.”

İHA üretiminde İran dışa bağımlı mı? Hangi parçaları dışardan temin ediyor İranlı şirketler?

İran drone’ları ABD ve İsrail drone’larının muhtelif tarihlerde (2011, ABD yapımı RQ-170 Sentinel) düşürülmesi ya da bir şekilde ele geçirilmesi sonucu sürdürülen tersine mühendislik yöntemleri ile geliştirildi. Ancak bu durum tüm envanter için belirleyici bir faktör değil tabii. Yani İran İHA’larının gelişmesini sadece bu faktör üzerinden ele almak sağlıklı olmayabilir.

Bununla birlikte, İran İHA’larının gelişmesinde asimetrik ve hibrit üretim tekniklerinin etkin olduğu söylenebilir. Bu kapsamda güçlü olan bir kapasitenin zayıf yönlerinin tespit edildiği ve bu zayıf yönlerden istifade edilerek görece düşük maliyetlerle etki üretmeninin amaçlandığı tekniklerin İran İHA’larının temel karakteristiği olduğu görülüyor.

İran insansız hava araçları konusunda birçok çalışmaya imza atan Hurşit Dingil, konuyu şu sözlerle özetliyor:

“Özellikle çift kullanım (dual use) bileşenler yoluyla söz konusu İHA kapasitesi ve kabiliyetler geliştiriliyor. Çift kullanım bileşenler, sivil alanda geliştirilen bir yenilikçi teknolojinin askeri alanda ve askeri maksatlarda, ya da tam tersi durumda, çift yönlü olarak kullanıldığı bileşen türüdür. İran’ın savunma sanayi ürünlerinin başta yaptırımlar olmak üzere birçok engele rağmen yukarda bahsedilen yöntemlerle geliştirildiği değerlendiriliyor.”

İHA platformlarında kullanılan teknolojinin ya da malzemenin sivil ayaklarına dikkat çeken Dingil, İran İHA’larının yapımında yüksek oranlı kullanılan İsrail ve ABD bileşenleri bulunmasının çok şaşırtıcı olmadığını dile getiriyor ve Ukrayna’da çokça kullanılan Şahit-136 üzerinden örneklendiriyor.

“Örneğin çeşitli küresel alışveriş siteleri üzerinden Ukrayna’da Ruslar tarafından kullanılan Şahit-136 kamikaze İHA’sının motorunu, aviyonik bileşenlerini, optik-gözetleme bileşenlerini tedarik edebilmek oldukça kolay. Ukrayna Savunma Bakanlığına göre Şahit-136’nın yapım maliyeti sadece 7 bin dolar. Gereken bütçeye ulaşılması durumunda liberal piyasa koşullarında bu bileşenleri elde etmenin önünde hiçbir engel bulunmuyor.”

ABD’nin sıkılaştırdığı yaptırımlar İran’ın İHA üretim süreçlerini nasıl etkiler?

İran yıllardır ABD merkezli yaptırımlara maruz kalıyor. Dolayısıyla, İran’ın birçok amborgoya maruz kalan bir aktör olduğu dikkate alındığında, söz konusu yaptırımların istenen etkiyi oluşturacağı düşünülmüyor.

Hurşit Dingil de birçok uzman gibi İHA yapımı için gereken bileşenlerin önceden fazlasıyla stoklandığı da varsayılırsa, İran’ın asimetrik ve hibrit yapılı sivil-askeri füzyon üretim modeliyle birlikte yaptırımların mevcut durumu değiştirmesinin zor olduğunu düşünüyor.

“Ayrıca sivil alanlardaki, ilk bakışta sivil maksatlı sınıfta yer alan bileşenlerin hepsini denetleme ya da sınırlandırma gibi bir seçenek de pek mümkün değil.”

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu