Netflix’te gösterine geçtiğimiz günlerde giren “Kar Kardeşliği-Society of the Snow” filmi, tekrar akıllara 1972 yılında Güney Amerika’da And Dağları’nda yaşanan uçak kazasını getirdi. Dağları aşarken düşen Fokker F27 tipi çift turboprop motorlu yolcu uçağında ilk anda 12 kişi hayatını kaybetmişti. Kalan yolcular tam 72 gün boyunca kurtarılmayı beklemişti. Hayatta kalabilenler, ölen arkadaşlarını yemek zorunda kalmıştı.
Tolga Özbek anlattı
Mucize kurtuluş için bugüne kadar çok sayıda film ve belgesel çekildi. En çok akılda kalanlardan biri de 1993’te çekileniydi.
Netflix, Kar Kardeşliği filmi ile aslında 1993’te çekilen “Alive-Canlı” filminin tekrar beyaz perde için uyarlanması. Yönetmenliğini Juan Antonio’nu yaptığı yeni film, iyi oyunculukları ve özellikle de çarpma sahnelerinin gerçekliği ile dikkat çekiyor.
Toplam 2 saat 25 dakikalık film, sizi hızla kendine çekiyor. Gerilim içinde o anları dağların soğuğunu hissederek yaşıyorsunuz.
Aslında o yılların önemli yolcu uçakları arasında yer alan F27’ler, turboprop motorları ile 1940’lardan itibaren gökyüzüne hakim olmaya başlayan DC3 veya askeri adıyla C-47’lerin yerini almaya başlamıştı. Kabin basıncı, daha yüksek hızı ile yolcu konforunu yukarı çekmişti.
THY’de de kullanıldı
Uçaklardan Türk Hava Yolları da sipariş verdi. Toplam 12 uçaktan yarısı Fokker tarafından Hollanda tesislerinde, kalanları da ABD’de lisans altında Fairchild tarafından üretilmişti. Hatta ABD’den alınan uçaklar Türk pilotları tarafından Atlantik Okyanusu aşılarak getirilecek, bu durum Türk havacılığı için de bir ilk olacaktı.
F27’ler THY’de iki ölümlü kaza gördü. 23 Eylül 1961 tarihinde TC-TAY tescilli uçak Ankara için yaklaşmada düştü. 28 yolcu ve mürettebattan kurtulan olmadı.
İkinci kaza ise Torosların zirvesinde meydana geldi., 8 Mart 1962 tarihinde TC-KOP tescilli uçak Adana’ya alçalma sırasında düştü. 11 yolcu ve mürettabat hayatını kaybetti.
O yıllarda F27’ler, havayolu tecrübesi olmayan pilotların ilk uçuş yaptığı yolcu uçaklarından biriydi. Uçaklar 1970’lerden itibaren filodan çıkartıldı. Yerlerini daha yeni nesil jet motorlu uçaklara bıraktı. Bunlardan biri yine Fokker’in F28’i, diğeri de Douglas imalatı DC9’lardı.
