Selim ATALAY
Geçtiğimiz yılın Nisan ayında çekimlerine başlanan dizi hakkında uzun ve bilgilendirici bir yazı kaleme almıştık. O zamandan bu yana zamana önemli bir haber basına yansımadı. Pandeminin her şeye sekte vurduğu ve tünelin ucundaki ışığın henüz görülmediği bir zamandayız. Hepimizin merak ettiği şey dizinin ne zaman gösterime gireceği. Bu kaygıları paylaşan milyonlarca insan var. Dizi hakkındaki gelişmeleri ve dedikoduları gün be gün sosyal medyada paylaşıyorlar. Setten çekilen fotolar hemen paylaşılıyor. Sosyal medyaya düşen oyuncu güncellemeleri hemen duyuluyor hatta en son bilgilere göre Kya Garwood dokuzuncu bölümde küçük bir rolü canlandıracak . Dokuzuncu bölüm dizinin son bölümü olacak. Son bölümde oynayacak figüranların haberini alıyor olmamız dizinin önemli bir dönüm noktasında olduğunu gösteriyor. Bahsettiğim haberler on günlük ve ben bu satırları yazarken çekimlere başlanılmasının üzerinden neredeyse dokuz ay geçti.
Dokuz ay neden önemli diye soruyor olabilirsiniz. Kardeşler takımı ve Pasifik dizileri dokuz ayda çekildiler. Elbette iki dizide pandemi şartlarında çekilmedi. Gelen haberler bende her şeyin yolunda gittiği düşüncesi oluşturuyor. Her ne kadar çekimlere kovid pozitif oyunculardan dolayı ara verildi haberleri okumuş olsak da dizinin takvime uygun olarak gidiyor. Yakın zamanda resmi bir güncelleme duyabiliriz.
Bu gayri resmi bilgilerin yanı sıra bundan iki ay önce Masters of the Air kitabının yazarı Donald L.Miller Youtube üzerinden Andy Rowe’a önemli açıklamalar yaptı. İçeriden gelen bilgilerin güvenilirliği elbette tartışılmaz. Hadi şimdi gelin bu açıklamaların önemli başlıkları satır satır inceleyelim ve gerekirse üzerinde kendi düşüncelerimizi de yazalım.
Miller projeye devasa bir bütçe ayrıldığından bahsederek 200-250 milyon dolar civarında bir meblağdan bahsediyor ve ekliyor: Bütün yapım bittiğinde belki bu miktarın üzerine de çıkmış olacağız.
Gerçekler yansıtıldı
Projenin en başından beri Hanks ve Spielberg’in en başından beri projeye olan yaklaşımına hayran olduğunu dile getiren Miller onların tarihi anlatmaya adanmışlıklarından çok etkilendiğini söylüyor. Tarihi doğru şekilde anlatmayı o kadar istiyorlar ki bu nedenle dizide anlatılan tüm karakterler gerçek. Bir tane bile kompozit karakter yok. Bu noktada kompozit karakter kavramından bahsetmek gerekiyor. Bazen gerçek hayattan bir veya daha fazla kişinin iyi yada kötü özelliklerinin tek bir kurgusal karaktere yüklenmesiyle oluşturulan hayali karakterler kompozit karakter olarak geçiyor. Herkesin anlayabileceği dille söylemek gerekirse dizide tarihten esinlenen ya da tarihten ilham aldığı iddia edilen karakterler yok. Dizinin tüm karakterleri gerçek karakterler. Hikayeleri kitaplarda anlatılmış , resmi kayıtlara geçirilmiş ve tarihçilere mülakat vermiş karakterler.
Donald Miller hikayenin nasıl anlatılacağı hakkında da önemli bilgiler veriyor. Hanks , Masters of the Air dizisinde savaşın acımasızlığını yalın ve kaotik bir dille anlatmak istiyor. Kesinlikle hikayenin romantize edilmesini istemiyor. Hanks’ın kardeşler takımı için getirdiği en büyük eleştirisi de bu. Hanks’ın idealindeki projenin Das Boot tarzı bir yapım olduğunu dile getiren Miller Tom Hanks’e göre Das Boot’un savaşı en iyi anlatan yapım olduğu da ekliyor. Hepimizin en iyi denizaltı filmi/dizisi olarak bildiğimiz Das Boot pek çok eleştirmene göre en iyi savaş filmi aynı zamanda. Film kısıtlı yaşam alanında aylarca görev yapmak zorunda kalan elli civarında personelin savaş karşısındaki acizliğini ve çektikleri çileleri anlatır. B-17 bombardıman uçaklarındaki havacılar çok daha küçük bir alanda on kişi neredeyse on saat süren görevleri yerine getirmek zorundaydı. Gerek savaşın sonundaki zayiat sayıları gerekse çektikleri çilelerin benzer olduğunu görüyoruz.
Masters of the Air dizisinden önce de bu konu Twelve O’clock High (1949) ve Command Decision (1948) gibi filmlerde işlendi.Bu filmlerde ağırlıklı olarak komuta kademesinin yaşadığı ikilemleri , personeli göz göre göre ölüme göndermenin etikliğini anlatırken komuta etmenin psikolojik yüzünü gözler önüne sermektedir. Havacıların yaşadıkları deneyimlerse B-17 bombardıman uçaklarının içinde gerçekleşmiştir ama biz uçağın dışarıdan çekilmiş görüntülerini izleriz. Uçağın içinde çekilmiş sahneler kısıtlıdır. Kokpit görüntüleri ve bel bölgesi makineli tüfek nişancılarından fazlasını göremeyiz. Bunun en büyük nedeni sinema kameralarının çok büyük olmasıydı. Alanların çok kısıtlı olduğu taretlerde görev yapmanın nasıl bir his olduğunu görmek ya da hissetme şansımız olmamıştı.
Yeni teknoloji
Günümüz teknolojisiyle her şey küçüldü. Öyle ki avuç içi büyüklüğünde 6K çekim yapabilen dijital sinema kameraları mevcut. Avcı uçaklarının daracık kokpitlerine bile girebilen kameralara sahibiz. Tüm bunları bir araya getirdiğimizde dizi bize B-17 bombardıman uçağının içinde görev uçuşu yapmanın nasıl bir his olduğunu hissettirme vaadi veriyor. Özellikle Miller’ın yaptığı açıklamalar da bu durumu destekliyor.
Pek iyi ya gökyüzü çekimleri. Masters of the Air dizi ekibi her şeyi gerçeğine uygun olan iki adet B-17 imal ettiler. Maalesef uçamayan bu kuşlarla gökyüzündeki sahneleri çekmek imkansız. İngiltere’de uçabilir durumda olan tek B-17 uçağı Sally B’dir. Memphis Belle filminin çekimleri sırasında uçabilir durumdaki beş B-17 bombardıman uçağı bir araya getirilmişti. Bu uçaklardan birisi kameralar önünde kaza yapmıştı. Uçak tamamen kullanılamaz hale gelirken tüm personel uçağı zamanında terk etmiş ve ölen olmamıştı. Günümüzde uçabilir durumdaki B-17 uçaklarının sayısı iki elin parmaklarını geçmiyor. Sosyal medyaya yansıyan fotoğraflardan birinde B-17 replikalarından birisinin özel vinçler yardımıyla askıya alındığını gördük. Uçaklar bizim anladığımız şekilde havalanmamış olsa da yerden yükselmiş oldu. Demek ki replikalar da uçabiliyormuş Gökyüzü sahneleri bilgisayar efektleriyle çözüleceğini düşünüyorum. Hanks ve Spielberg bu konuda çok titizler ve başarılı işlere imza attılar. Ümit ederim ki bu işi başarıyla halledeceklerdir.
Donald L. Miller’ın dizinin gösterime giriş tarihi hakkında bir tahminde bulunuyor ve seneye şükran günü olabilir diyor ( 24 Kasım ). Ayrıca bir müjde daha veriyor Stephen Spielberg dizinin yanı sıra aynı isimli bir belgesel film daha çekecek. Masters of the air filminde bahsedilmeyen her şeyi bu belgeselde anlatılacak. Belgesel ikinci dünya savaşının bütün hava savaşlarını anlatacak. Donald L. Miller şimdiden belgesel için Hanks ve Spielberg ile çalışmaya başlamış. Belgeselin gösterim tarihinin diziyle aynı olması bekleniyor.
Donald l Miller konuşmasında bütün hava savaşlarını anlatacak demiş olsa da kendisinin Pasifikte geçen hava savaşlarını anlattığı bir kitabı yok.. Donald L.Miller “Masters of the Air” kitabını yazdıktan bir yıl sonra “Sekizinci Hava Gücü “ isminde bir kitapta yazmıştı. Masters of the Air kitabı 100. Bombardıman Grubuna odaklansa da pek çok farklı konuyu da dile getirir. İsmi “unutulmuş hava gücüne” çıkan “On beşinci hava gücünün hakkını da vermeye çalışır. Stratejik bombardıman düşüncesinin eleştirisini de yapar.
İkinci dünya savaşında ABD’nin girdiği bütün hava savaşlarını anlatacak bir belgesel serisi yapmak kulağa çok iddialı geliyor. Bununla birlikte Amerikan hava gücünün Avrupa operasyonları yalnızca Almanya’yı bombardımana tutmaktan ibaret değildi. Genellikle gözden kaçan Doğu Avrupa ve İtalya gibi cephelerin bu belgesel de anlatılacağını düşünüyorum.
Donald Miller’ın yayın tarihi ne kadar gerçekçi. Bu son soruya yanıt vererek yazımızı sona erdirelim. Hanks ve Spielberg ikilisi özellikle post prodüksüyon konusunda çok titizler. İmkanları ölçeğinde bu süreyi uzatmaktan çekinmiyorlar. Kardeşler takımı dizisinde on ayda bitirilmişti. Post prodüksiyon süresinin on sekiz ayı bulması da mümkün. Donald Miller verdiği tarih ulaşılabilir bir hedef olmakla birlikte sürenin uzaması mümkün. Görünen o ki Master of the Air dizisini izleyebilmemiz için en azından bir sene daha beklememiz gerekiyor. En kötü ihtimalle 2023 yılının ortasında diziyi dijital platformlarda görme şansımız olacak.
Söz konusu Donald Miller yayını merak edenler için:
