Selçuk Bayraktar: Satışlarımızın yüzde 70’i ihracattan
Dünya Gazetesi’nin tecrübeli gazetecileri Şeref Oğuz, Hakan Güldağ ve Vahap Munyar’ın sorularını yanıtlayan Baykar Teknoloji Lideri ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, “Bayraktar TB2 SİHA’mız için 10’dan fazla ülkeyle ihracat ilişkimiz var. Yıllardır Baykar’ın gelirlerinin yüzde 70’inden fazlası ihracattan geliyor. Hatta bu yıl biraz daha artışla gelirlerimizin yüzde 80’inden fazlasını ihracattan elde ettik.” dedi.
● Siz Baykar’da geliştirdiğiniz İHA ve SİHA’larla hem ülkemizde, hem dünyada öne çıktınız. Sizi bu başarıya taşıyan strateji, yol haritası neydi? İHA, SİHA yolculuğunuzda sizi, yani kurumunuzu pes etme noktasına getiren şeyler yaşandı mı? Kamunun alım gücü, İHA ve SİHA’ların ülkemizde gelişmesinde nasıl bir rol oynadı?
Bayraktar TB2 SİHA’ların dünya çapında yankı uyandırmasına ve harp doktrinlerini adeta değiştirdiğinin ifade edilmesinin arkasında birden fazla sebep var. Öncelikle bu başarıdaki büyük bir payın kullanıcı olan silahlı kuvvetlerimize ait olduğunu söyleyebilirim. Silahlı kuvvetlerimiz insansız sistemlere dünyada en iyi uyum sağlayan ve bu sistemleri muharebe ortamında en etkin kullanan ordu oldu. Kullanıcının doğru ve başarılı kullanımı sayesinde insansız hava araçlarımız adından sıkça söz ettiriyor. Bir teknolojiyi geliştirmeniz tek başına yeterli olmaz. O teknolojiyi muharebe ortamında en etkin biçimde kullanmak da oldukça önemlidir. Bizler ekipçe uzun yıllardır gerek Güneydoğu Anadolu bölgesindeki terörle mücadele alanlarında gerekse sınır ötesi operasyonlarda sürekli sahada Mehmetçik ile beraberdik. Zeytin Dalı Harekâtı ve Bahar Kalkanı Harekâtı’nda da kalabalık bir mühendis-teknisyen ekibimizle sahadaydık. Muharebe ortamında ortaya çıkacak ihtiyaçlara anında cevap verebilmek için harekât boyunca askerlerimizle birlikte çalıştık. Yerli ve milli bir ürün geliştirirseniz bu başarıyı elde edebilirsiniz. Bu sistemler yabancı olsaydı muharebe sahasında bu denli bir destek sağlanması asla mümkün olmayacaktı. Sistem sizin olduğu için her türlü müdahaleyi yapabiliyor ve muharebe anında dahi gerekli geliştirmeleri sağlayabiliyorsunuz. Bu durum başarıda büyük bir rol oynadı diyebilirim.
Bu işe giriştiğimiz anda bugüne bir takım engelleme çabalarıyla karşılaşsak da hiçbir zaman inancımızı yitirmedik ve var gücümüzle mücadele ettik. Henüz daha yolun başındayken bir bürokrat bana doğrudan vazgeçmemiz gerektiğini, yabancıların alıp başını gittiğini, benim ise iyi eğitimli bir genç olmam nedeniyle yabancılarla kendileri arasında tercümanlık yapabileceğimi söylemişti. İşte biz bu zihniyeti yıkmak için var gücümüzle çalıştık. Uçmak için pist bulamadığımız, mühimmat atışı için izin alamadığımız zamanlar dahi oldu ancak siyasi iradenin de desteğiyle bu engellemelerin üstesinden hakkıyla geldik. Mücadelemizi hiçbir zaman bırakmadık. Baykar’ın ilk günden bugüne gerçekleştirdiği tüm Ar-Ge faaliyetleri tamamen kendi öz kaynaklarıyla yapılıyor. Kurulduğumuz günden beri ne bir kredi ne de bir hibe şeklinde hiçbir destek almadık. Şu anda da yatırımlarımızı kendi öz kaynağımızla yapıyoruz. Bayraktar TB2 SİHA’mız için 10’dan fazla ülkeyle ihracat ilişkimiz var. Yıllardır Baykar’ın gelirlerinin yüzde 70’inden fazlası ihracattan geliyor. Hatta bu yıl biraz daha artışla gelirlerimizin yüzde 80’inden fazlasını ihracattan elde ettik.
● Teknolojide nasıl bir 10 yıl bizi bekliyor? COVID-19 süreci, dünyada ve ülkemizde teknoloji yolculuğu üzerinde nasıl bir etki yaptı?
COVID-19 pandemisi dijitalleşmenin artık neredeyse hayatımızın değişmez bir parçası haline gelmesine neden oldu. Özellikle uzun zamandır var olmasına rağmen uygulanabilirliği sorgulanan uzaktan eğitim, uzaktan çalışma modelleri pandemi bitse dahi artık hayatımızda var olmaya devam edecek. Çünkü pandemi gerek farklı iş dallarını gerekse eğitim hayatını buna adapte olmaya zorladı ve dünya genelinde bu adaptasyon neredeyse sağlandı. Biz de Baykar olarak geleceğin yarışlarına bugünden hazırlanmak maksadıyla belki 15-20 yıl sonra hayatımızda yerini alacak olan uçan arabalarla alakalı çalışmalar yürütmekteyiz. Çünkü geleceğin yarışlarına bugünden hazırlanmayanlar söz konusu teknolojilerin yalnızca tüketicisi olmaya mahkûm bir hale geliyor. Bu nedenle bugünden uçan araba teknolojilerine çalışıyoruz. Bu teknolojideki en önemli nokta çok gelişmiş yapay zekâ teknolojisine sahip olmak. Gelecekte uçan arabaların hayatımıza gireceğine inanıyoruz.
RÖPORTAJIN TAMAMI İÇİN TIKLAYIN