35 milyar dolarlık uçak mezarlığı
Çölün ortasında sonunu bekleyen binlerce uçak… Her ne kadar buralara uçak mezarlığı desek de aslında yanlış bir tabir. Bu merkezler, uçakların aslında yeniden hayat buldukları bir dönüşüm yeri. Bazen yıllarca uçmasalar da her an tekrar göreve dönecek şekilde korunuyorlar.
ABD’nin en büyük uçak mezarlığı Tucson’da yaklaşık 4 bin hava aracı yeniden uçabilmenin hayalini kuruyor. Buradaki hava araçlarının değeri yaklaşık 35 milyar dolar.
Şimdi biraz gerilere gidelim. İkinci Dünya Savaşı bittiğinde, binlerce uçağın ne yapılacağı önemli bir soru işaretiydi. Savaş bitse de dünya yeni savaşlara gebeydi. Bu uçakların parçalanması yerine tasnifi, yedek parça olarak kullanımı konusunda ilk adımlar atıldı.
Açık alanda duran uçaklar için hangarların yapılması ilk etapta düşünülmüştü. Ancak binlerce uçak için inanılmaz bir maliyet nedeniyle bundan vazgeçildi.
Yapılan araştırmada, Arizona Eyaleti’nde bulunan Tucson seçildi. Çölün ortasında bu alan dümdüzdü. Uçaklar için devasa bir alan mevcuttu. Uçaklar zeminde batmadan durabiliyordu. Çöl toprağı zamanda sertleşerek adeta beton gibi sağlam hale gelmişti. Ayrıca çölün kuru havası, uçaklar üzerindeki korozyon etkisini en aza indiriyordu.
Çölün etkileri
Ama tüm avantajlara rağmen uçaklar için önemli bir dezavantaj var. O da güneş. Özellikle yaz sezonunda inanılmaz yüksek sıcaklar yaşanabiliyor. Sıcak aylarda bölgede sıcaklık 40 santigrat dereceyi aşabiliyor.
Jet savaş uçaklarında kokpit üzerinde yer alan kanopi, mercek etkisi oluşturuyor. Kokpitte sıcaklık iki kata kadar yükselebiliyor. Bu durum aviyonik yani elektronik aletlerin kısa sürede elden çıkmasına neden oluyor. Bu nedenle uçakların çeşitli bölümleri koruma altına alınıyor. Özel malzemeler ile kaplanıyor.
Buraya günde en az bir uçak geliyor. Biri de havalanıp yeni görevlerine gidiyor.
Gelen uçak ilk iş olarak kontrol ediliyor. Tüm parçalarının envanteri çıkartılıyor. Özellikle donanmada görev yapan hava araçları, deniz tuzunun etkilerinden arındırılmak üzere yıkanıyor.
Sonra uçaktaki tüm yakıt alınıyor. Bunun yerine 10 numara yağ motorun içine basılıyor. Hatırlayacaksanız TUSAŞ Genel Müdürü Temel Kotil, Hürjet için alınan F404 motorunun ilk çalıştırmada çıkarttığı beyaz duman nedeniyle panik olduklarını anlatmıştı.
Yağ basıldıktan sonra motor tekrar çalıştırılıyor. Amaç motorun tüm sistemleri içinde yağın dolaşması. Motoru korozyondan önleyen bu adımdan sonra yağ çekiliyor. Bir sonraki motor işlemlerinde bu yağ yeniden kullanılabiliyor.
Detaylı temizlik
Ardından uçaklara detaylı bir temizlik uygulanıyor. Temizlik sırasında korozyona uğrayan bölgeler tespit ediliyor. Sonra da uçakların bir çok bölgesine özel bir boya atılıyor. Su bazlı bu boya siyah renk. Radomundan hava alıklarına kadar bir çok bölge bu boya ile boyanıyor. Kokpit bölümlerine ise yansıtıcı için alüminyum folyo ile kaplanıyor. Siyah üzerine sonra beyaz boyanıyor. Amaç güneşin etkilerinin azaltılması. Bu işlem ile uçak içindeki sıcaklık 10 ila 15 derece daha düşük tutulmasını sağlıyor.
Uçaklar daha sonra belli alanlarda park pozisyonuna alınıyor. Sıcaklık dışında bu sefer başka bir risk var. O da rüzgar. Özellikle büyük uçaklar için gövde ve kanatlardan çeşitli noktalardan yere tellerle bağlanıyor.
Biliyorsunuz uçaklar aslında uçmak için tasarlanmıştır. Fırtınada kendi kendine havalanabilir veya diğer uçaklara vurarak zararı büyütebilir.
Bazen bu uçaklar ikinci el olarak da satılabiliyor. 2016 yılında Filipinlere iki adet KC-130 uçağı satılmıştı.
Bu merkezde bir çok yaşlı uçak için aslında yedek parça kaynağı. Uçakların imalat yılı nedeniyle artık bir çoğununu yedek parçası imal edilmiyor. Bu merkez uçaklar için yılda 500 milyon dolarlık yedek parça akışı sağlıyor.
Uçaklar burada farklı kategorilere ayrılıyor. Hemen uçabilecek uçaklardan örneğin parça sökülmüyor. Bu uçaklar 4 yılda bir aktif hale getiriliyor ve uçuruluyor.
Sökümüne karar verilen uçakların metal olarak geri dönüştürülebilecek şekilde parçalanması gerekiyor. Bazı parçaların üzerinde ciddi radyasyon bulunması nedeniyle bunların doğru bir şekilde temizlenmek zorunda…