Uçuş Emniyeti

Suç kimde?

Emekli Kaptan Pilot Adnan KOŞCAĞIZ

Uçuş ekipleri ve uçucuların sosyal medyada çokça kullandıkları sitelerin birinde bir fotoğraf ve altında iki kısa cümle dikkat çekiciydi. 

“Birazdan gövdeye monte edilecek J-57 (F-100) motoru üzerinde son düzeltmeler ve çalışan arkadaşlarım.” Ardından gelen ikinci cümle acıları beraberinde getiriyordu; “En altta sağdan birinci diz çökmüş pilot teğmen maalesef kısa bir süre sonra şehit oldu.”

Yapılan yorumlarda teğmenin şehit oluşuna şahit olan deneyimli, kendine güveni yüksek, uçuş öğretmeninin yazdıkları ve eleştirileri çok acı ve zor günler geçirildiğini belgeliyordu. Şimdi burada onun yazdıklarının ve telefon konuşmamızın bir özetini okuyacaksınız. “Suç kimde?” sorusuna belki de bir yanıt vereceksiniz.

“Rahmetli arkadaşımla iki uçak olarak eğitim için kalkmıştık. Ben iki kişilik olan F-100 F uçağında eğitimdeki başka bir pilotla uçuyordum.  Şehit teğmen F-100 C uçağında yalnız olarak, önde lider olarak uçuyordu, biz ise onun kolunda eğitime devam ediyorduk. Bir süre sonra öndeki uçağın yakın takibinde olarak çalışmalara başladık. O önde biz takipte daldık çıktık. Yaz günü saat 18.00’da kalkmıştık. Son bir hareket daha istedim ve eğitimi sonlandıracaktık.”

“İrtifamız on beş bin feet civarındaydı. Uçağın burnunu kaldırdı ve sağdan kendi ekseni etrafında çevirmeye başladı, biz de onun hareketlerine uyarak koordineli olarak dönüyorduk. Tam terse geçmiştik ki dönüş durdu. Ben telsizle ‘Teğmenim ne oldu, dönüşe devam etsene.’ dedim ama cevap alamadım, bir daha bir daha ‘Ne bekliyorsun dedim.’

“Yavaş yavaş uçağın burnu aşağıya doğru yöneldi, biz de onunla beraber hızlanarak yere doğru alçalıyorduk. ‘Uçağı çevir, düzelt.’ diye bağırıyordum. Yine ne bir ses ne bir hareket var, hiçbir kumanda yok. Bu irtifadan sonra uçağı kurtarmak mümkün olamayacağını anladığımda, biz hafifçe geriye kayarak uçağımızı düzelttik. O terste, biz düz olarak yaklaşık yirmi derece dalışla irtifa kaybetmeye devam ediyorduk, ‘uçağı sağdan veya soldan çevir, direksiyon ver’ ikazlarıma da cevap alamıyordum.”

“İrtifaya baktığımda on bin feet, yerden yedi bin feet yükseklikte ve uçak alçalışa devam ediyordu. Birden uçağın terste ve derin alçalışa girdiğini görünce ‘atla, uçağı terk et’ ikazlarıma başladım. Bu ikazlarıma cevap verircesine kanopinin atıldığını gördüm çok yüksek sürate ulaşmıştı ve sandalyeyi fırlatma kollarını çekemeden gözümüzün önünde yere çakıldı. O andaki duygularımı, çaresizliğimi kelimelerle anlatmam mümkün değil. Hayatım boyunca o uçuşta yaşadıklarımı ne düşüncelerimden ne de rüyalarımdan atmak olanaksızdır. Bir görev uçuna neşeyle üç kişi giderek iki kişi geri dönmek ne kadar acıdır, anlatılır gibi değil.”

Kaza sonrasında akıl veren, lüzumsuz yorum yapan çok olur, sonunda resmi raporlar sizin geleceğinizi etkiler. Hava Kuvvetleri inceleme ekibinin raporuna göre alçak denilebilecek bir irtifada bu çalışmayı yapmak uygun olamayacağı düşüncesiyle, öğretmen pilot %30 hatalı bulundu. Yine bu belgede; incelemelere esas olan bilgiler de sıralanmıştı; öne çıkan birkaç konu ise ilginçtir;

“Kaza bölgesinde tarlada çalışan bir köylünün söylediğine göre; uçak çok alçaktı ve dimdik çakıldı, uçağı kavak ağaçlarının üzerinde görmüştü.”

“Hava Kuvvetleri komutanı emriyle uçuş filolarının zaten küçük olan kantininde unlu yiyecekler dışında başka bir şey bulundurmak yasaklanmıştı. Uçuş mesaisinde devamlılık esas olduğuna göre, üs yemekhanesine gitmek olanaksızdı.”

“Olayı açıkça anlatan diğer eğitim pilotu yalan ifade ile suçlandı.”

“Şehit pilot F-100 uçağındaki eğitimini kısa süre önce tamamlamıştı, fazla tecrübesi olmadan eğitim filosuna uçuş öğretmeni olarak atanmıştı.”

“Şehit teğmen bekârdı. Sabah yedide filoya geldiğinde bir poğaça yemiş olduğu, akşam altıdaki uçuşuna kadar başka bir şey yemediği kantin kayıtlarında görülmekteydi.”

“Yaşadığım olaydan sonra her şeyi çok detaylı düşündüm, çok inceledim ve sonucu ruhumun derinliklerine kazıdım. Sonuçta rahmetli arkadaşımın -açlık, yoğun ve enerji isteyen bu uçuşa dayanamadığını,- bayıldığını son karar olarak belleğime yazdım.”

İnsan sağlıklı bir şekilde hayatını devam ettirebilmesi için beslenmek zorundadır. Bazen zayıflamak için bazen maddi şartlar yüzünden aç kalınabilir. Kimi zamansa yoğun çalışma temposunun içinde yemek yemek unutulabilir ya da ertelenebilir, ama bu şekildeki davranış yanlıştır. Çünkü vücut uzun süre aç kaldığında bazı problemler ortaya çıkabilir. Bazı organlar tam olarak işlevlerini yerine getiremez.

Vücut halsiz kalır. Açlık uzun süre devam ederse vücut halsiz düşer. Vücut bitkin ve yorgun olur.

  Aç kalınca kan basıncı düşer, tansiyon da düşer, bayılmalar yaşanabilir. 

  Dikkat eksikliği ortaya çıkar. Açlık sonucunda odaklanamama sorunu yaşanır. Anlama zorlaşır.

Ayrıca uzun süreli aç kalmak da uçuş ekibinin tümü için risk taşıyan faktörler arasındadır. Kan şekerinin düşmemesi, yorgunluk, halsizlik, baş dönmesi gibi sorunlar yaşanmaması için tüm pilotların sık periyodlarla hafif şekilde beslenmeleri gerekmektedir.

Kaynakça:

1. Pilotla söyleşi.

2. https://www.isbank.com.tr/…/gokyuzunun-kahramanlari…

İlgili Makaleler

2 Yorum

admin için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu